İÇİNDEKİLER
Önsöz……………………………………………………1
Sultanımın İlahisi……………………………………….3
Kur’an’dan Zikir Ayetleri………………………………4
Zikir Hadisleri………………………………………….6
On İki İmam Kasidesi…………………………………11
On İki Piran Kasidesi………………………………….12
On İki Tarikat Kasidesi………………………………..13
Tarikat Nedir?……………………………………………………….14
Halveti Uşşakî Kasidesi……………………………….16
Uşşakî Kasidesi………………………………………..17
Uşşakî Tarikatı ve Hz. Pir……………………………..18
Hz. Pirin Kerametleri………………………………….21
Silsile-i Tarikat Kasidesi………………………………27
Valide Sultan İlahisi……………………………………29
Uşşakî Tarikatı Vazifesi……………………………….30
Toplu Zikir ve On İki Esma……………………………32
Mürşidim İlahisi……………………………………….45
Kur’an’dan Peygamber Duaları……………………….46
Münacat-ı Kübra………………………………………50
Tesbihi-i Kamile………………………………………51
Kaside-i Taamiye……………………………………..52
Seyyidül İstiğfar………………………………………54
Yasin-i Şerif Duası……………………………………55
Salaten Tüncina……………………………………….57
Salat-ı Terficiye……………………………………….58
Terficiye Duası………………………………………..59
Sonuç………………………………………………….64
ÖNSÖZ
Alemleri yaratan Allah Teala’ya bizleri Müslüman olarak yarattığı için hamdü senalar olsun.
Allah Teala’nın bize örnek olarak yaratmış olduğu Hz. Muhammed (sav)’e aline,ezvacina,ehlibeytine,asha-bına,ensarına,muhacirine salat ve selam olsun.Şefaatleri üzerimize olsun.
Peygamberimizden (sav) günümüze kadar vazife yapmış tüm Uşşaki Piranlarından,Şeyhlerinden, Meşaik-lerinden,Mürşitlerinden,Sultanlarından Allah Teala razı olsun.Şefaatleri üzerimize olsun.
Ey!Rabbini arayan hak yolcusu,bu alemde huzursuz ve susuz gezerken;susuzluğunu hatırladığında huzur derya-sına varmanda elindeki bu rehber sana yardımcı olur.
Pek muhterem canım kardeşim hazırlamış olduğu-muz bu kitapçık hak yolu Uşşakilerin Mevla ile beraber ol-masını anlatmaktadır.
Azgın nefsin saltanatına son vermek,Allah Tealaya yaklaşmak,Resulullahla beraber olmak,kurtuluşa ermektir.
Nefsin boyunduruğu altında yaşayan,nefsini mem-nun etmek için elinden gelen gayreti gösteren kardeş; ken- dine geldiğinde tövbe et, Allah Teala tövbeleri kabul eden- dir.Allah Teala affedicidir,affetmeyi sever.Velev ki kul hakkıyla huzura varmamak gerek.
Tövbe edip Cenab-ı Allah’a yönelen insanın nefsi mücadelesini yapması gerekir.Bu mücadele mürşid-i kamil kontrolunde yapılmalıdır.Unutmayalım ki nefis hiçbir zaman ölmez.Rafa kaldırılmış,tozlanmış bir pakete benzer.
‘Mürşidi olmayanın mürşidi iblistir’ sözünden yola çıkarsak kendimize sahip çıkacak bir kapı bulmak zorunda-yız.Bu kapı bizleri ölüm ve ahiret hayatına hazırlar.
Peygamberimizle (sav) peygamberlik makamı sona ermiştir.Cenab-ı Hak kullarına yardımcı olması ve yol gös- termesi için veli kullarını görevlendirmiştir.Bu insanlarla beraber olmak,onların meclisinde bulunmak,onlara biat et-mek kurtuluştur.Unutmayalım ki dünya nimetlerinin orji- nalleri Cenneti âlâdadır.Cennetin bileti de dünyadaki ya- şamdır.İblisin elinde oyuncak ve maskara olmadan doğru yolu bul.Ahiretine yatırım yap ki ölünce onlar senin ser- mayen olsun,ölmeden kendini ölüme hazırla ki ölümün kolay olsun.
Derviş dediğin vurana elsiz,sövene dilsiz,gönülsüz, koyundan yavaş gerektir.
Herkes Allah Teala’dan Cennetini ister ama kimse ölmek istemez.Unutmayalım ki ölüm;dostu,dostuna kavuş- turan bir köprüdür.
Ziyaret ettiğin türbelerde yatanların hepsi bir mürşit kontrolunde,dergahlarda yetişmiş,eğitilmiş,ahlakça Resul- ullahın ahlakına kavuşmak için çalışan insanlardır.
Peygamber (sav) ‘Nefsini bilen Rabbini bilir’ bu-yurmuştur.Gel,gel ki nefsin sana hükmetmeden,aklın nefsine hükmetsin.İyi ve güzel ameller akıl üzerine bina edilir.Cenab-ı Hak yar ve yardımcın olsun.
‘Bu risale ayet ve hadisler üzerine yazılmış olduğun- dan dolayı abdestli olmak ve gereken önemi göstermek gereklidir.’
Sadık Ahmed Özdeveci
SULTANIMIN İLAHİSİ
Habibin Ekremi
Ol lütfu keremi
Kapına gelmişem
Döndürme Ya Rabbi
Aşkınla kül ettin
Yoluna yol ettin
Hem sana kul ettin
Ayırma Ya Rabbi
Aşkınla yanarım
Her yer seni sanarım
Cemalini ararım
Hidayet Ya Rabbi
Aşkınla yanmışam
Külli mahf olmuşam
Cemalini görmüşem
Daim et Ya Rabbi
Fikriye sen durma
Hak yolunda yorulma
Hem Rabbinden ayrılma
Ayırma Ya Rabbi
Fikriye YARAR
ZİKİR
Zikir;Cenab-ı hakkı övmek ve yüceltmek maska-dıyla dil ve kalp ile anmaktır.
Allah Teala ,Kur’an-ı Kerim’in birçok Suresinde kendisinin zikredilmesini emretmiştir.Bundan dolayı Allah Teala’yı zikretmek FARZDIR.
Kur’an-ı Kerim’de zikir bahsi geçen ayetlerin bir kısmı aşağıya sıralanmıştır:
“Onlar ki ayakta,dururken,otururken ve yanları üzere yatarken Allah’ı zikrederler….”
Al’i İmran-191
“Hem Rabbini,içinden yalvararak ve korkarak yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve sakın gafillerden olma.”
A’raf-205
“Onlar iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain olan kimselerdir.Bilesiniz ki kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur.”
Rad-28
“(Ey Resulüm)Kitaptan sana vahy edileni oku,na-mazı hakkıyla eda et.Şüphe yok ki namaz çirkin işlerden ve kötülüklerden insanı alıkoyar.Namaz kılarak Allah’ı zikretmek ise elbette her şeyden en büyük olandır ve Allah ne yaparsanız bilir.”
Ankebut-45
“…Allah’ı çok zikreden erkekler ve zikreden ka-dınlar var ya işte Allah onlar için bir mağfiret ve mükafat hazırlamıştır.”
Ahzab-35
“Ey iman edenler Allah’ı çok zikredin.”
Ahzab-41
“O halde Allah’ın kalbini İslam’a açıpta Rabbisin-den bir nur,bir hidayet üzere olan kimse küfründeki inadın dan dolayı kalbi mühürlenen kimse gibi midir?Öyle ise Allah’ın zikrinden kalpleri katılaşmış olanların vay haline. İşte onlar apaçık bir delalet içindedirler.”
Zümer-22
“Kim Rahman’ın zikrini görmemezlikten gelirse biz ona bir şeytan musallat ederiz o,ona arkadaş olur.”
Zuhruf-36
“O halde Rabbinin ismini zikret ve herşeyden alakanı keserek O’na yönel.”
Müzemmil-8
“Günahlardan temizlenen kimse gerçekten kurtulu-şa ermiştir.”
“Rabbisinin ismini zikredip namaz kılan da”
A-la-14-15
“Öyle ise beni (ibadetle) zikredin ki ben de sizi (rahmetimle) yad edeyim.Bana şükredin ve bana nankör-lük etmeyin.”
Bakara-152
Bu ayetin içeriği çok geniş olmakla beraber müjde-li haberlerle doludur.Şöyle ki Allah Teala:
*Beni teatle anın,Ben de sizi rahmetimle anayım.
*Beni dua ile anın,Ben de sizi icabetle anayım.
*Beni nimetimle anın,Ben de sizi inayetimle anayım.
*Beni dünyada anın,Ben de sizi ahirette anayım.
*Beni yalnızlıkta anın,Ben de sizi toplulukta anayım.
*Siz zayıflığınızla Bana itaat ederseniz,Ben sizi kuvvetle anarım.
*Siz Beni ihlas ile anarsanız,Ben sizi halasla anarım.
*Siz Beni hikmet ve rububiyetle anarsanız,Ben sizi rahmet ve ububiyetle anarım.
Kur’an-ı Kerim’deki ayetler izah ve açıklamaya gerek duyulmayacak kadar net olarak zikrin farziyetini ve faydalarını belirtmektedir.
Ayetlerden başka Peygamber efendimiz(sav)’ in zikir hakkında birçok hadisleri bulunmaktadır:
Peygamber efendimiz(sav) buyuruyorlar ki
-İmanınızı koruyun.
Ashab-ı kiram
-Nasıl koruyalım ? diye sordular.
-Leilehe illallah kelimeyi tevhidine devam ile buyurdu.
Yine Resulü Ekrem(sav):
-Altun ve gümüş tasadduk etmeden kafir ile savaş-maktan ve bütün amellerin efdal ve hayırlı olanından size haber vereyim mi?Ashab:
-Evet,haber ver ya Resulullah,deyince
-Allah’ı çok zikretmektir,buyurdu.
Yine Resulullah (sav):
-Cennet bahçelerine girmek isteyenler zikir halka-larına iştirak etsinler. Buyurmuştur.
Sahabeden Ebu Derda Hz. Anlatıyor:
-Abdullah b.Revaha benimle karşılaştığı zaman
“Ey Üveymir oturda biraz zikir yapalım”dedi.
Böylece oturup bir müddet zikir yaptık ve sonra şöyle dedi
“Bu iman meclisidir.İman giyince çıkardığın,çıkarınca giydiğin gömleğe benzer.Kalp zikir meclislerinde kayna-yan bir kazandan daha çabuk coşar”dedi.
Enes b. Malik anlatıyor:
Abdullah b. Revaha ashabdan birine rastladığı za-man ona:
-Gel biraz zikredelim dedi.
Adam buna çok kızarak Allah’ın Resulünün yanına geldi.
-Ey Allah’ın Resulu İbni b. Revaha‘ya bak senin telkin ettiğin iman yerine gel biraz zikredelim diyor dedi.
Bunun üzerine Peygamber(sav):
-Allah ibni b. Revaha’nın hayrını versin.Zira O meleklerin bile imrendiği zikir meclislerini seviyor.Dedi.
Şimdi söz meleklerden açılmışken Allah Teala’nın zikir için görevlendirdiği melekleri Peygamber(sav) Efendimiz bir hadisi şerifinde şöyle anlatıyor:
-Hak Teala ‘nın bir bölük melekleri vardır.Bu me-lekler yer yüzünde yollarda tavaf ederek doğudan batıya seyrederler ve zikir ehlini aramak bulmak ve onları ziyaret etmek isterler.Zikir ehlini bulunca bir müddet dinlerler ve onlarla birlikte zikrederler ve diğer melekleri de zikir ehli arasına davet ederler.Bütün melekler gelir toplanır, zikre-denlerin zikrettikleri yerden ta gökyüzüne kadar kaplarlar. Zikir bitince bu melekler makamlarına yükselirler ve Hak Teala onlara sorar:
-Nereden geliyorsunuz, kullarım ne iş yapar ve ne söylerler ? Melekler:
-Ya Rabbi sana hamd ederler,tesbih,tehlil ve tekbir ederler.
-Onlar beni gördüler mi ?
-Vallahi seni görmediler.
-Görseler halleri nice olurdu ?
-Görseler halleri ne güzel olurdu.
-Onlar Benden ne dilediler ?
-Onlar Sizden Cennetini istediler.
-Onlar Cennetimi gördüler mi ?
-La vallah görmediler.Eğer görseler daha çok talip olurlardı ve daha çok rağbet ederlerdi.
-Onlar neden korkarlar ?
-Cehennemden korkarlar.
-Cehennemi gördüler mi ?
-La vallah görmediler.
-Onlar Cehennemi görseler halleri nice olurdu ?
-Cehennemi görmüş olsalardı daha çok korkarlardı.
Ya ilahi kulların senden yarlığanmak dilerler.
-Ey meleklerim tanık olunuz ki ben onları yarlığadım hepsine istediklerini verdim onları korkularından emin edip kurtardım.
-Ya ilahi falanca kulun onlardan değildi,bir ihtiyaç dolayısıyla o meclise gelmiş ve onlarla oturmuştu.
Hak Teala kereminden ve kullarına olan şefkatinden, zikir ehlini sevdiğinden şöyle buyurdu:
-Onlar öyle bir kavimdir ki,onlarla birlikte oturanlar şaki olmazlar.Onun için o günahkar kulumu da zikir meclisinde bulunduğundan dolayı yarlığadım.
Cümlemiz, Allah Teala’nın affettiği kullarından olalım.
Yahudinin biri Abdulkadir Geylani Hz. Dergahının önünden geçerken kafasını içeriye sokup zikri dinlemişti. Adam ölünce zebaniler adamı almaya gelmişlerdi.Fakat Abdulkadir Geylani Hz. adamın kafasının kendine ait ol-duğunu kafasını vermeyeceğini söyledi.Melekler sordu-ğunda ise o adamın kafasını dergaha sokup zikirlerini din-lediğini ve onun için kafasını vermek istemediğini söyledi.
Yahudi çırpınarak uyandığında rüya gördüğünü an-ladı ve hemen Abdulkadir Geylani Hz.’e giderek imana geldi.
İşte anlatılan bütün bu olaylardan çıkardığımız bir gerçek var ki zikir meclisleri kulların kendilerini Allah Teala’ya affettirdikleri bir meclistir.Bununla beraber bu meclisteki ikramları saymakla bitiremeyiz.
Fakat şunu da bilmeliyiz ki Allah Teala’nın indin-de üç şeyin sinek kadar değeri yoktur:
1.Gafletle zikrullah etmek,
2.Sünneti seniye’ye uymadan Selavat getirmek,
3.Kalp huzuru olmaksızın namaz kılmak.
İşte kulun yapmış olduğu ibadetlerinde rıza-i bari -nin olmadığı zaman ibadetlerin hiçbir ecri ve hayrı yoktur. Gaflet ve vesvese ile yapılan zikirlerin faydadan çok bir insanın bu ibadetlerin hesabını nasıl vereceğini düşünmesi gerekmektedir.
Allah Teala yapmış olduğumuz ibadetleri yüzümü-ze çarmasın.Unutmayalım ki bir kul ihlas ile “Allah” derse Allah Teala “Ya Kulum” der.
Allah Teala’ya zikir 7 uzuvla yapılır:
1.Gözün zikri- Ağlamaktır,
2.Kulağın zikri- Hakkın ahkamını dinlemektir,
3.Dilin zikri- Hamd ve sena,
4.Elin zikri- Vermek ve cömertlik,
5.Ayağın zikri- İbadet yerine gitmek,
6.Kalbin zikri- Korku ve ümit,
7.Ruhun zikri- Teslimiyet ve rıza’dır.
Hadis-i şeriflerden anlaşıldığı üzre zikir;ruh,beden ve kalp ile yapıldığı zaman feyz ve muhabbeti yakalamak, zikrin tadına varmak mümkündür.Bu olgunun birini çıkar-dığımız zaman yorgunluk ve gaflet içine düşmüş oluruz. Cenab-ı Hak vermiş olduğu uzuvları geri almasın.
Sadık Ahmet Özdeveci
ON İKİ İMAM KASİDESİ
Biz Allah’ın has kullarıyız-Levhi sabıkın mahbublarıyız
Nuru Muhammed ümmetleriyiz-Şehri ulümün irfanlarıyız
Bab-ı Ali’nin zülfikarıyız-
On iki iman bendeleriyiz
İmam-ı Hasan’ın ruhlarıyız-
Alemi ervahın seyranlarıyız
İmam-ı Hüseyin’in nurlarıyız-
Alemi envar kandilleriyiz
İmam-ı Abidin’in kableriyiz-
Alemi kulubun zakirleriyiz
İmam-ı Bâkır’ın akıllarıyız-
Alemi melekut bülbülleriyiz
İmam-ı Cafer’in fikirleriyiz-
Alemi ceberut arifleriyiz
İmam-ı Kazım’ın himmetleriyiz-
Hazaratı hamsin devvarlarıyız
İmam-ı Rıza’nın vehimleriyiz-
Alemi evham sultanlarıyız
İmam-ı Taki’nin hayalleriyiz-
Alemi misal cennetleriyiz
İmam-ı Naki’nin suretleriyiz-
Vahdeti Şuhut şahitleriyiz
İmam-ı Asker’in cesetleriyiz-
Vahdeti vücut aşıklarıyız
İmam-ı Mehdi’nin askerleriyiz-
Hayatı ebedi daimleriyiz
Sıdkı kemterin oldu vücudu,on iki imamın mazharlarıyız
Nuru Muhammed ümmetleriyiz,şehri ulumün irfanlarıyız
Bab-ı Ali Zülfikarıyız,On iki imamın bendeleriyiz.
ON İKİ PİRAN KASİDESİ
Ya ilahi ya ferdi tasfiye eyle nefsimizi
Bi hürmeti seyyidi Hüsamettin Uşşakî
Ya ilahi ya kuddus takdis eyle ruhumuzu
Bi hürmeti seyyidi el Ahmedül Halveti
Ya ilahi ya Nuri tenvir eyle nuhumuzu
Bi hürmetin seyyidi el Ahmedür Rüfai
Ya ilahi Allah’ım tevsi eyle kalbimizi
Bi hürmeti seyyidi Abdülkadirül Geylani
Yailahi ya ahadi tezyit eyle aklımızı
Bi hürmeti seyyidi Celaleddin Mevlevi
Ya ilahi ya samedi takviye eyle fikrimizi
Bi hürmeti seyyidi el Ahmedül Bedevi
Ya ilahi ya Celali Sultan eyle vehmimizi
Bi hürmeti seyyidi elhaç Bektaşi Veli
Ya ilahi ya Hakkı teçliye eyle hayalimizi
Bi hürmeti seyyidi şahi Muhammed Nakşi
Ya ilahi Kemali Tevfik eyle himemizi
Bi hürmeti seyyidi elhaç Bayramı Veli
Ya ilahi Cemali Tahsin eyle suverimizi
Bi hürmeti seyyidi elhaç Şaban-ı Veli
Ya ilahi ya şafi tavsiye eyle cismimizi
Bi hürmeti seyyidi İbrahimi Gülşeni
Ya ilahi ya Bari pür nur eyle kabrimizi
Bi hürmeti seyyidi el Hüdai Celveti
Ya ilahi ya Rabi Sıdkı kulun kemteri
On iki piran aşkına kurban eyle canımızı
On iki piran aşkına göster bize cemalini
ON İKİ TARİKAT KASİDESİ
Didemiz giryan,sinemiz Suzan
Ruhumuz hayran Halvetileriz biz
Cismimiz püryan derdimiz derman
Aşkımız bürhan Celvetileriz biz
Seyir ile seyran,aşk ile devran
Ederiz heran Kadirileriz biz
Zikrimiz esma,fikrimiz müsemma
Seyrimiz evedna Bedevileriz biz
Bizdedir halvet yar ile ülfet
Bulmuşuz vuslat Düsukileriz biz
Mahremiz raze,bülbülüz yare
Harız ağyare Rufaileriz biz
Hayyül bakiyiz,dost müştakiyiz
Aşka sakıyiz Nakşileriz biz
Ölmeden öldük sonra dirildik
Uçmağa girdik Mevlevileriz biz
On iki seyran,ederiz heran
Manada sultan Bektaşileriz biz
Hak için bulduk,nur ile dolduk
Aşk ile yoğrulduk Şazelileriz biz
On iki pire bendeyiz bende
Hakkın yolunda Hüssamileriz biz
Sami ko halkı,ara bul Hakkı
Yoludur aşkı Uşşakîleriz biz
TARİKAT
Tarikat sözcük anlamıyla yol demektir.Tasavvuf dilinde ise; Hz. Allah’ı bilmek ve O’na ulaşmak için takip edilen yol manasına gelir.Tarikatlar insanları Cenab-ı Hakka sevk etmek için kurulmuş birer okuldur.Bu okullar-da insanlara Cenab-ı Hakkı sevdirmek kötü amellerinden kurtulmalarını sağlamak ve ahlaken Peygamber (sav) ah-lakına ulaşmak hedeftir.Çünkü gerçek kurtuluş Peygambe-rimizin ahlakına ulaşmaktır.
Aşama olarak şeriat,tarikat,hakikat ve marifetullah olan sırada şeriatın cevaplayamadığı soru ve halleri tari-katte bulacaksınız.
Dünya zevk-ü sefası içine dalmış insanların akılla-rına Allah Teala geldiğinde şeriatı yaşamaları ne kadar zorsa,şeriatten tarikata geçmeleri de o kadar zordur.Çünkü Mürşide meyyid (ölü) gibi teslim olmaları gereklidir. Mür-şidin emirlerini yerine getirmek nefsimizin hoşuna gitme-yen bir olgudur.
Tarikat;kötü amellerin ibadetle düzeldiği,nefsi mü-cadelenin yapıldığı bir okuldur.
Yaşamış olduğumuz şu günlerde tarikatlara dil uzatma cesaretini gösteren kendini bilmezler bulunmakta- dır.Bu insanlar tarikatları bidad olarak tanıtıp halkayı zikirleri de şirk olarak ifade etmektedirler.Bu aciz insanlar tarikatlerin sonradan türediğini iddia etmekle kalmayıp Mürşit’e teslim olmayı da şirk olarak kabul etmektedirler. Oysaki bunlar el ele el Hakk’a gidilebileceğini bilmemek- tedirler.
Yapılan nafile ibadetler Cenab-ı Hakk’a daha fazla yaklaşmak,ahirete yatırım yapmak içindir.Bu ibadetler İs-lamiyetin ilk yıllarında da böyleydi,şimdi de böyledir.
Allah Teala’ya daha fazla yaklaşmak isteyen O’nu tesbih ve tenzih etmek isteyen insanlar her dönemde ol- muştur.İşte bu insanların ilki Ebu Bekir Sıddık (r.a)’dır.
Ebu Bekir Sıddık (r.a),Resulullah (sav)’den bu tes- bihatları istediğinde Resulullah (sav) olumlu karşılamış ve onun yapabileceği ibadet ve tesbihatları tarif etmiştir.Böy- lelikle ilk mürşit Peygamberimiz (sav)’dir. Resulullah’tan dersini alıp çalışan Ebu Bekir Sıddık (r.a) da ilk mürid olmuştur.Ebu Bekir Sıddık (r.a)zayıf ve çelimsiz olduğu için zikrini içinden sessiz yapıyordu.Bu ibadet HAFİ (sessiz) zikrin başlangıcıdır.
Hz.Ebu Bekir Sıddık (ra)ın tesbihat yaptığını gö-ren Hz.Ali Kerremallahü Veche bu tesbihatları okumak için Resulullah (sav)’dan izin istedi.Resulullah’ın izniyle derse başladı.Fakat Hz. Ali (k.v) güçlü kuvvetli biriydi.Bu sessiz zikir onu tatmin etmemişti.Bu durumu Resulullah ‘a (sav) anlattığında Resulullah “Sesli yap Ya Ali” diye bu- yurmuşlardır.Hz. Ali Kerremallahü Veche sesli olarak zikri üçüncü kez söylediğinde bütün perdeler açılmıştır. Sesli yapılan bu zikre de CEHRİ (sesli) denir.
Günümüzde devam ederek gelen Hafi ve Cehri zi-kir Peygamberimiz (sav)’in tarifi üzere başlamıştır.Tarikat lar bu iki yol üzere kurulmuş, âdap ve terbiyelerini benim- semişlerdir.
Bunlar sonradan icat edilen kurumlar değildir.Bun- lar Cenab-ı Hakkı bilip öğreten birer okuldurlar.
Cehri zikrin uygulandığı,muhabbetin,ilmin,feyz ve bereketin bol olduğu okullardan biri de UŞŞAKÎ TARİ-KATI ’dır.
Sadık Ahmet Özdeveci
HALVETİ-UŞŞAKÎ KASİDESİ-1
Vasılı feyzi hüdayız
Halveti Uşşakîyiz
Haki pay Mustafayız
Halveti Uşşakîyiz
Cariyarı Basafayız
Kulu kurban olmuşuz
Bendeyi Ali Rıbayız
Halveti Uşşakîyiz
Mektebi irfanda aldık
Dersi aşkı tıfli dil
Ehli aşka Pi Şuvayız
Halveti Uşşakîyiz
Hazreti Pirin eşiğinde
Hakine yüz süreyim
Hamdü Lillah Pürsefaycı
Halveti Uşşakîyiz
Tahtı gahi Pirdemihman
Olduk esrar-ı Hüda
Her hususa nüktedayız
Halveti Uşşakîyiz
Nuri Bahri Hocagahı
Kadiri Bayrami hep
Cümlesine aşînayız
Halveti Uşşakîyiz
Ey Hüsami Şeyh Hüsami
Dinin olduk bendeyiz
Tariki hergu sarayız
Halveti Uşşakîyiz
UŞŞAKÎ KASİDESİ-2
Hüsameddin başları,nurdan beyaz saçları
Zikri tevhid işleri,Hüsameddin Uşşakî
Ey Uşşakî Uşşakî,cümlede canların canı
Evliyalar sultanı Hüsameddin Uşşakî
İstanbulda türbesi,heryerdedir nefesi
Ona derviş olanın,tez verilir rütbesi
Ey Uşşakî Uşşakî,cümlede canların canı
Evliyalar sultanı Hüsameddin Uşşakî
Bahçesinde gül olsam,dalında bülbül olsam
Ben ona köle olsam,kapısında kul olsam
Ey Uşşakî Uşşakî,cümlede canların canı
Evliyalar sultanı Hüsameddin Uşşakî
Kabeyi dolandırır,cezbeye boyandırır
Benim Pirim Uşşakî cihanı uyandırır
Ey Uşşakî Uşşakî,cümlede canların canı
Evliyalar sultanı Hüsameddin Uşşakî
Hüsameddin kükredi,arş-ı ala titredi
Dervişleri yokladı,Hüsameddin Uşşakî
Ey Uşşakî Uşşakî,cümlede canların canı
Evliyalar sultanı Hüsameddin Uşşakî
UŞŞAKÎ TARİKATI
On iki tarikatın sonuncusu olan Uşşakî Tarikatı Pir Hasan Hüsameddin Uşşakî tarafından kurulmuştur.
Kutbul Rabbani,Nebiler Varisi,Evliyalar Sultanı Hz.Pir Hasan Hüsameddin Uşşakî ‘nin soyu Hz.Ali Kerre-
mallahü Veche ‘ye dayanmaktadır.
Hicri 880 yılında Buhara’da dünyaya teşrif etmiş- lerdir.Hacı Tebrek adında bir tüccarın oğludur.İlk ilim tahsili babası tarafından verilmiş ve kâmil bir zat olmuş-tur.Esas adı Hasan,lakabı Hüsameddin’dir.Halvetiye şube-lerinden olan Uşşakî Tarikatının piridir.
Babasının vefat etmesi kendisini çok üzmüştü,acılı bir haldeyken manâ aleminden:
“Beyhude yere ticaretin zahmetini çekmek ehli ha-kikat için zarar ziyandır. Arzun ahiretten zevk almak ise kesret çarşısından yüz çevirip Anadolu’nun güzel şehirle- rinden ERZİNCAN ’da oturan Hz. Şeyh Ahmed Semerkandi’ ye varıp mürid ol uzlet köşesine çekil” denil- miştir.
Manen almış olduğu bu emirden sonra babasından miras kalan tüm mal ve mülkünü kardeşi Mehmet Çelebi’ ye bağışlayarak kendini dünya bağlarından kurtarmıştır.
Artık mürşide kavuşmak için yüreği yanmaktadır. Yaya olarak Buhara’dan ayrılmıştır.Zahmetli yolculuktan sonra Erzincan’a gelmiş ve Şeyh Ahmed Semerkandi Hz.’ ne mürid olmuştur.Kısa zamanda kemale ve velayete ka-vuşarak Kübreviyye ve Nuri Bahşiye tarikatı hilafetini al-mıştır.Bunun üzerine Hz.Pir memur edildiği Uşak şehrine giderek oraya yerleşip,Hz. Ahmed Semerkandi’nin vefa- tından sonra burada irşad görevine başlamıştır.Uşak şeh- rinde Yürü Dede lakabıyla anılmaktadır.
Zamanının padişahı III. Murat kerametlerinden dolayı Hz. Piri İstanbul’a davet etmiştir.Hz.Pir Uşak’tan İstanbul’a hicret etmiştir.İstanbul’da hürmet ve tazim ile karşılanan Hz. Pir Hasan Hüsameddin Uşşakî’ye Aksaray dolaylarında oturması için bir ev tahsis edilmiştir.Hz. Pir Hasan Hüsameddin Uşşakî 930 hicri yılından 980 yılına kadar Uşakta 50 sene irşad makamında bulunmuştur.İstan- bula 100 yaşındayken gelmiştir.
Hz. Pir İstanbul’a geldiğinde Ümmi Sinan Hz. ile tanışıp görüştükten sonra kendisine Halvetilik hilafeti ve- rilmiştir.(Ümmi Sinan Hz.konusunda iki görüş bulunmak- tadır:
1.İstanbul’da meftun olan Ümmi Sinan Hz.,
2.Elmalı’da meftun olan Sinan Ümmi Hz.)
Hz. Pir Hasan Hüsameddin Uşşakî;Kübreviyye Nuri bahşiye ve Halvetiye tarikatlarını birleştirerek Uşşakî Tarikatı’nı kurmuştur.
Hz.Pir Hasan Hüsameddin Uşşakî Aksarayda otu- rurken,padişaha yakınlığından faydalanmak isteyen ma- kam ve mevki düşkünleri ortaya çıktı.Bu durum karşısında rahatsız olan Hz.Pir Uşak’a dönme kararı almıştır. Durum- dan haberdar edilen padişah III. Murat Hz. Pir’e ricada bulunup kararını değiştirmesini istemiştir. Hz.Pir de padişahın ricasını kabul edip İstanbul’da kalma kararı almıştır.
Padişahın emriyle Kasımpaşa civarında Hz. Pirin kendi adına tekke ve dergah inşa edilmiştir.Hz. Pir bu der- gahta Cenab-ı Hakkın kullarına ilim,zikir ve manevi soh- betleriyle irşad vazifesini yerine getirmiştir.
Kendisini İslam’a ve Kur’an-ı Kerim’e adayan Hz. Pir’in dergahı hala irfan yuvası olmaya devam etmektedir.
Hazreti Pir Hac farizasını eda edip dönüş yolculu-ğunda Konya’ya uğrarlar Hz Mevlana’nın türbesini ziyaret ederler.Ziyaretlerine mütekaip Mevlevi Şeyhi olan dedeyi çağıran Hazreti Pir;
“Biz burada Hakka yürüyeceğiz.Techiz ve tekfini-miz burada yapılacak.Fakat cenazemiz İstanbul’dan gele-cek heyete teslim edilmek üzere muhafaza edilecektir”
diye buyurmuşlardır. Kısa zaman sonra H.1001 (M.1593) yılında dost dostuna kavuşmuş Hazreti Pir vefat etmiştir. Evlatları Mustafa ve Abdulaziz efendiler Konya’ya gelirler .Konya Valisinin cenaze namazını kıldırmasından sonra ,Hazreti Pir’in naaşını muhafaza kastı ile ilaçlanması istemesi üzere,ihvan bu işe karşı çıkmıştır.Tarikat Pirinin cesedinin asla kokmayacağını bildirirler.Vali bu isteğe uy-mak zorunda kalmıştır.Nitekim Hazreti Pirin cenazesinin gelip geçtiği yerlerde mis gibi kokular yayıldığı görül-müştür. Hazreti Pirin vasiyeti üzere mübarek cenazeleri öküz arabasına konularak Konya’dan yola çıkarılmıştır-.Öküz arabası nerede durursa oraya defnedilmesi vasiyette bulunduğundan öküz arabasına hiç müdahale yapılmadan Üsküdar’a gelmişlerdir. Padişah III. Murat arabanın karşıya geçme ihtima- lini düşünerek Üsküdar’da halen öküz iskelesi diye anılan kısmına sallar konulmuştur. Pir Aziz Mahmud Hüda-i Hazretlerinin de araların-da bulunduğu kalabalık bir gurup Üsküdar’da Hazreti Pirin cenazesini karşılamıştır. Öküz arabası sallara binerek karşıya geçmiş ve bu günkü türbenin bulunduğu yere gelerek durmuşlardır.Haz-reti Pir kendi dergahına defnedilmiştir. Hazreti Pir 121 yaşındayken vefat etmiştir.Hazreti Pirin vefatından hemen sonra bir oğlu dünya’ya gelmiştir.-Adı Abdurrahim olan bu evladından nesli devam etmiştir. Hazreti Pirin Mustafa,Abdulaziz ve Abdurrahim isminde üç oğlu ve Ferah sultan isminde bir kızı vardır.-Esma Hatun ile Matlube ( Helvacı Bacı ) isimlerinde iki hanımı vardır.
HAZRETİ PİRİN KERAMETLERİ
Hazreti Pirin yapmış olduğu kerametlerin hepsini bu küçük risaleye yazma şansımız olmadığından dolayı halk arasında bilinen birkaç kerametini sizlere nakledelim.
Kasımpaşa’da Pir Hazretlerinin dergahına yakın Arapzade adıyla tanınmış Bedevi Dergahı Şeyh’i merhum Ali efendi,Hac farizasını ifa için Hicaz’a gitmiş,Hacı ol-duktan sonra,ayaklarına arız olan hastalık sebebiyle,Medi-ne-yi Münevvere’ye gidip Resulullah (sav) efendimizi zi- yaret edememiş.
Mukaddes Ravzayı Mütahhara’yı ziyaret edemeyi- şi ve bu yüksek şereften mahrum olmasına son derece üzülmüş ve çok ağlamış.Bunun üzerine Peygamber (sav) Efendimiz Şeyh Ali Efendiye rüyasında görünerek şu iltifatta bulunmuşlardır:
“Ağlama,Kasımpaşa’da evlatlarımdan Hüsameddin Uşşaki’yi ziyaret et.Onu ziyaret etmek beni ziyaret etmek gibidir” demiştir.
Bu görüşmeden sonra İstanbul’a dönen Şeyh Ali Efendi her gün işine giderken Pir Hazretlerini ziyaret et- meyi kendisine vazife ve adet edinmiştir.Hatta ölüm dö- şeğinde iken evlatlarına aynı şekilde Pir Hazretlerini ziyaret etmelerini vasiyet etmiştir.
* * * * *
Uşşaki tarikatı şeyhlerinden Mustafa Safi Hazretle-rinden naklen gelen bir rivayete göre:
Hazreti Pirin zamanında Uşşaki tekkesine yakın bir bedevi dergahı vardı.Bu dergahın şeyhi Ebu Rıza Efendi, Hazreti Pirin dergahı önünden sancak ve kudümle geçer- ken,Hazreti Pir kendisine
-Hangi taraftan doğru geliyorsunuz ? diye sormuş.
-Mısır’dan.
-Seyri süluk’ta hangi derstesiniz ?
-Kayyum ismi şerifindeyim.
Hazreti Pir’in : “ Üst tarafı bizde var .” buyurmala-rı üzerine , mertebelerini ikmal için Hazreti Pir’e rabıta hasıl etmiş ve sülukunu Pir Hazretlerinden tamamlamıştır.
Bunun için Ebu Rıza dergahı şeyhleri başlarındaki bedevi tacının üzerine Hazreti Pir efendimizden teberrüken almış oldukları destur ile beyaz düğme dikerler.
* * * * *
Yine Mustafa Safi Hazretlerinden nakledilen riva-yete göre :
Hazreti Pir zamanında halvette bulunan bir dervişe bir türlü fetih vaki olmazmış.Sebebi ise,canı helva istermiş ve bu arzusu kalbinin huzuruna mani olurmuş.
Pir Hazretlerinin eşine bu hal keşfen mâlum olmuş.
Bir miktar helva yapıp,ona ikram etmiş “İnşâllah fetih va-ki olur” demiş.
Hakikaten bir mühlet sonra fetih vuku olmuş.Hatta
Bir rivayete göre yalnız bu dervişte değil,tam on dokuz dervişte aynı gece fetih vaki olmuştur.
Pir Hazretleri,eşinin bu hareketini hoş karşılamış-tır.Bu olaydan sonra validemiz Helvacı Bacı adıyla şöhret kazanmıştır
Hazreti Pir zamanında Kasımpaşa’da bulunan Kay-makam bir gün emniyet erkanı ile Hazreti Pirin dergahına gelip;
-Yolunuz Hak üzere olup olmadığını keramet göre-rek anlamak isteriz.Yoksa tekkenizi kapatacağız. Demiş.
Bunun üzerine Gavsul Azam Seyyid Pir Hasan Hü-
sameddin Uşşaki Hazretleri yanındakilere dışarı çıkmaları-nı söylemiş. Müridler dışarı çıkmışlar.Dergahta bulunan sineklere hitap ederek “ Sizlerde dışarı çıkın.Bizim kendi aramızda gizli konuşmalar olabilir.Sizler duymayasınız .”
buyurmuş. O anda emir alan sinekler hep birden kapıdan dışarıya çıkmışlar. Bu hali gören kaymakam ve erkanı:
-Aman efendim yolunuz gayet güzelmiş diyerek Hazreti Pir’den özür dileyip ayrılmışlar.
* * * * *
Bir gün dergaha çok misafir gelmiş.Sefer Dede’ye
( Hz. Pirin arabacısı ) yatacak yer kalmaz.Pir Hazretlerin-den ayrılmaya gönlü razı olmadığından,Aziz’ine :
-Efendim, ben nereye gideceğim ?
Deyince ,Hazreti Pir’in canı sıkılır:
-Cehenneme git. Diye Celal eder.
Sefer Baba dergahtan çıkıp yolda düşünceye dalar. Dünyada cehenneme gitmeye imkan yok.Dünya cehenne-mi olsa olsa fırın olabilir diye düşünür.Azizimin nutku,
yerini bulsun deyip,Kasımpaşa’da yanan bir fırının içine
Destur Allah ya Aziz ! diyerek girer.Sefer baba’ya ateş
Gülistan olur.Vücuduna bir zarar vermez.Durum Hz.Pir’e
bildirilir.Hz. Pir Sefer Baba’yı fırından çıkarıp tekrar der-
gaha alır.
* * * * *
Üstadım Bekir Sıdkı Visali Kulevi Hz. şöyle anlattılar:
-Hz. Pirin zengin bir mürşidi varmış.Ne hikmetse dünyaya gayet harismiş.Bir gün ol muhterem hastalanıyor. Ölüm anına geliyor.Kelime-i Şahadet dahi getiremiyor. Bu durumu Hz pire haber veriyorlar.Hz. Pir müridin yanına geliyor,bakıyor ki gayet ağır hasta. Hemen murakabeye varıp halini keşfediyor.Ne görsün,aklı ve hayali işçilerin yanında,şöyle yapın,böyle edin durmadan onlarla meşgul. Kulağına eğilip Paydos demesiyle Azrail (a.s) ruhunu der-hal kabz ediyor.Mürid ölüyor.Yakınları yıkayıp kabrine götürüp defnediyorlar.Hz. Pir orada yine murakabeye varı-yor.Hala daha aklı fikri işçilerle meşgul olduğunu görerek himmet etmesiyle o durumdan onu kurtarıyor.
Üstadım Bekir Sıdkı Hz. bu ibretli durumu anlat-tıktan sonra ihvana dönüp,”Sizinde birgün kulağınıza bir kişi eğilip paydos”demeden dünyaya aşırı derecede mu-habbet etmekten kendinizi kurtarınız,diyerek nasihatte bu-lunmuşlardır.
* * * * *
Hz.Pir Hasan Hüsameddin Uşakî Hazretleri hayatta iken,İrandan Ömer Hayyam’ın müridlerinden biri misafi-reten dergahında bulunduğu sıralarda,bazı sapık fikirler ortaya atıp ihvanın yollarını şaşırtmak düşüncesiyle ara sı-ra konuşmak istermiş.Bu durumu Hz.Pir’e beyan etmişler. Hazret onu ikaz ettiği halde,sapık fikirli şahıs ihvan ara-sında durmadan konuşmaya devam edermiş.
Hz. Pir,ol sapık müride celâlli bir nazar etmesiyle o mürit derhal merkep sıfatına bürünmüş.Hz. Pir,”Götürün bunu pazarda satın”,diye emir buyuruyor.İhvanlarından birkaç kişi merkebi pazara götürüp satmak üzereyken Padişah III. Murat’ın paşalarından bir zatın yolu oraya uğruyor. Bakıyor ki gayet güzel bir merkep,tüyleri pırıl pırıl parlıyor.İçinden,bu ancak saraya layık bir hayvandır, diye diğerlerinden daha fazla bir fiyatla alıp saraya gönde-riyor.
Bu merkep,Padişah III. Sultan Murat’ın kızının çok hoşuna gidiyor.Ona ziynetli bir eğer vuruyor ve daha nice bazı çeşitli ziynetlerle güzelce süslüyor.Bahçede o merke-bin önüne yem ve su koyduklarında,merkep ne yiyor ne içiyor,yalnız gözlerinden yaş akıtıyor.Bazı konuşulan ke-lamları dinliyor.
O hayvancağız nasılsa bir fırsatını bulup,Padişahın sarayından kaçıyor ve Hz. Pir’in dergahına geliyor.Hazre-tin önüne gelip başını yere koyarak ağlıyor,merkep sıfatın-dan kurtulması için iltica ve rica edip affını istiyor.
Hazreti Pir merhamate gelip Cenab-ı Hakka dua ediyor.Derhal eskisi gibi insan sıfatına bürünüyor.Bozuk itikadından tövbe ve istiğfar etmek suretiyle imana geli-yor.Hz. Pir merkeple gelen ziyneti ve eşyaları müridleriyle padişaha tekrar iade ediyor.Müridleriyle geçen vakıayı pa-dişaha naklediyorlar.
* * * * *
Yine şöyle bir rivayet nakledilir:
Bir Ermenî fakra düşmüş.Hz. Pirin dergahında yer içer,orada yatıp kalkar vaktini böyelece geçirirmiş.Ermenî bir gün rüyasında Pir Hazretlerini görmüş,Pir Hazretleri ona demiş ki
“Git zamanın padişahı olan Sultan Hamit’e söyle kabrimde rahatsız oluyorum.Beni bu halimden kurtarsın.”
Ermenî bu gördüğü rüyaya ehemmiyet vermemiş. Daha sonra üç defa daha aynı rüyayı görmüş.Üçüncüde Pir Hazretleri gayet celâlli bir hal ile git Padişah’a bu durumu anlat buyurmuş.
Ermenî uyanınca korkusundan ne yapacağını şaşır- mış.Mecburen dosdoğru Padişah’ın bulunduğu saraya varıp oralarda gezinmeye başlamış.Padişahın muhafızları onu casus zannıyla yakalayıp “Sabahın erken saatlerinde buraya niye geldin?” diye sormuşlar.Ermenî de padişah ile görüşeceğini bildirmiş.Bu durumu padişaha anlattıklarında Padişah Sultan Hamit onu yanına getirmelerini emretmiş. Ermenîyi Sultan Hamit’in huzuruna getirmişler. Ermenî padişaha görmüş olduğu rüyayı anlatmış. Sultan Hamit de derhal Hz. Pirin kabri şeriflerinin kazılmasını emretmiş.Az zaman sonra da padişah vezirleriyle beraber Ermenîyi ala-rak Kasımpaşa’da bulunan kabri şeriflerine vardıklarında görürler ki,Hz. Pirin makamı saadeti açılmış,etrafa sanki misk kokuları saçılmış,vücudu aynen hayattaki gibi hiç bozulmamış,toprak vücuduna hiç zarar vermemiş. Yalnız kabrinin yakınındaki bir ağacın kökü Hazretin göğsüne dayanıp sıkıştırmıştır.Padişah Sultan Hamit ağacın kökle- rini kestirip temizletir.
Ermenî imana gelip, Kelime-i Şahadet getirir ve İslam ile müşerref olur.Sultan Hamit Hazretleri türbe ve binasını tekrar yaptırıp bütün ehli iman ve aşıklara ziyaret mahali olarak açtırmıştır.
SİLSİLE-İ TARİKAT KASİDESİ
Zatı Uluhiyetin batınında zuhur etti feyzı mukaddes bu nur
Feyz-i mukaddesle hakikatı Muhammede
Geldi bu nur hazreti
Ahmed’e devir unsur Muhammede bu nur
Cebrail Aleyhissselam ile cemi Kur’an’la
Nazil oldu bu nur
Recanamin cihadı Ekber sırrı tevhidi açtı bu nur
Rehberim İmam-ı Ali aldı eyledi tekmili süluk ile bu nur
Hasan-ı Basri telkin eyledi,mükerrem mukaddes bu nur
Habibi Acemi ile silsile-i tarikat eyledi,huzur bu nur
Davud-i Tai ile feyz-i Muhammedden
İntikal eyledi bu nur
Maruf-i Kerhi oldu kamil bu nurlu mesrur
Sırrı Sakatı ile buldutevhid kemali mebrur
Cüneyd-i Bağdadi geldi taifesi eyledi menşur
Dimşad Dinuri ile buldu alem mebrur
Muhammed Dinuri de aldı feyz-i mukaddes maksum
Kutbu Alem Muhammedül Bekri eyledi für nur
Muhammed Rücaeddin kadı seyri ile geldi bu nur
Abdulkadir Şühr verdi hisesini bu nur
Kutbettin-i Behri saçtı feyz-i bu nur
Muhammed Rüknettin ile buldu cihan sürur Şahameddin Muhammed Şirani’ye geçti bu nur
Esseyyid-i Muhammed Cemaleddin Tebrizi’ye
İntikalle bu nur
İbrahim Zahidi Geylasi de cemi,intişar eyledi bu nur
Ömer Hulusi devir ile buldu gönlü feyzi bu nur
Şeyh-i Merami’ye seyr-i süluk ile aldı bu nur
İzettin de azizlerden oldu mualla nur
Sureddin Sami de aldı oldu mualla nur
Yahya-i Şİrvani sultana intikal eyledi bu nur
Muhammed Erzincani aldı alede nam-ı meşhur
İbrahim Taceddin alem tacı ile intişar bu nur
Alaeddin Uşşakî ile saçtı aşıklara bu nur
Ahmed Yiğitbaşı cihana imtihan ile dağıttı bu nur
El-Hac Karamani de intikal ile feyz-i bu nur
Ümmi Sinan şaheser keramette yaydı bu nur
Emir Ahmed Semerkandi halvetide intişar eyledi bu nur
Hüsameddin-i Uşşakî pir evvel mahseni menbai feyzi nur
Mercani aldı hissesini o sultandan bu nur
Ömer Merveri’ye geçti feyzi manevi pür nur
Alem Sinan’a can içre aldı sadakatle nur
Muhammed Keşani’ye devir ile ikmal pür nur
Halil Gelen Beyi aldı,oldu nurun ala nur
Abdulkerim ikram ile taliplere verdi bu nur
Osman Gümülcevi’ye gelince eyledi intişar bu nur
Muhammed Cemaleddin pir-i sani Uşşakî
Vecd-i istikrarla bu nur
Damadı Selahaddin Uşşakî piri salis devir etti bu nur
Muhammed Zühtü hamil oldu zahir batı nur
Süleyman Rüştü’ye intikal ile gösterdi cihana bu nur
Ali Vasvi’ye tavsif ile geldi bu nur
Muhammed Tevfik nusrati ilahi ile buldu bu nur
Ömer Hulusi ihlas ile intişar eyledi bu nur
Hüseyin Hakkı Aziz’de şan buldu bu nur
Talib İrşadı ile cihana intişar eyledi bu nur
Ahmed Sucaddin gösterdi feyz-i manevi nur
Abdurrahman Sami aldı zülcenabın oldu bu nur
Sultanım Bekir Sıdkı Visali’ye intikal eyledi bu nur
Feyzi akdetsen feyzi mukaddesle bu meratip üzere mir’ati
Mücellamız oldu sertacımız bu nur
Doksan dokuz Esmail Hüsna devir ile mürşidimizde devir
Aciz Mehmed Ruhi’ye intikal eyledi bu nur
Zat-ı ilahiden dilerim bütün ihvanlarıma bu nur
Aşk ile seyr eyleyip bulsunlar vuslatı şuhut
VALİDE SULTAN İLAHİSİ
Ya Rab,lütfeyledin,gösterdin bana
Ne kadar şükretsem az olur sana
Kül oldu ciğerim hep yana yana
Pirim Hüsameddin,mürşidim Sıdkı
Allah’ın aşıkı Resulun dostu
Ya Rab,gördüm ol habibin yüzünü
İşittirdin Ya Rab tatlı sözünü
Habibin nuruyla yaktın özümü
Pirim Hüsameddin,mürşidim Sıdkı
Allah’ın aşıkı Resulun dostu
Gel dedi Habibin vardım yanına
Ver elini devran olayım dedi
Bu aciz kul buna layık mı idi
Pirim Hüsameddin,mürşidim Sıdkı
Allah’ın aşıkı Resulun dostu
Ol Beyt-ül Mamurda gördüm yüzünü
Ol yüzüne sürdüm aciz yüzümü
Habibin aşkına yaktım özümü
Pirim Hüsameddin,mürşidim Sıdkı
Allah’ın aşıkı Resulun dostu
Fikriye YARAR
UŞŞAKİ TARİKATI VAZİFESİ
Anlattığımız bilgilerde tarikatların birer okul oldu-ğunu sizlere izah etmiştik.Günümüz okullarında insanlar nasıl ders çalışıp sınavlara giriyorsa tarikatte de böyledir. Her salikin günlük okumakla yükümlü olduğu der-si vardır.Salik okumakla yükümlü olduğu virdini Sıtkı sa-dakat ile çalışıp ,yaşadığı zaman manen bir imtihana tutu- lur.Gerekli olgunlaşmayla beraber ,imtihanını da geçen salik’in dersini geçmesi , rüya veya zuhuratla bildirilir. Uşşaki tarikat’ında çalışma birinci ders te başlar.-Salik yapmış olduğu bu çalışmalar sırayla derslerini geçe-rek seyr-i suluk’unu tamamlamış olur. Cenab-ı Hak çilesi dolmuşlardan, imtihanını geç-mişlerden eylesin. Yar ve yardımcınız olsun. UŞŞAKİ VİRDİ Akşam namazı ile sabah namazı arasında iki rekat seyr-i suluk namazı kılınır. Birinci rekatta:Subhaneke,Fatiha,İnşirak İkinci rekatta :Fatiha,Nasr sureleri okunur.
DERSİMİZ
Evvela Kur’an-ı Kerim den bir ayet okuyacağız. Bilmiyorsak üç İhlas bir Fatiha okuyup; Yarabbi evvela Senin Rıza-i Barin için Adem atamıza ve Havva anamızın ruhu şeriflerine hediye eyledim vasıl eyle, Yarabbi duala- rımızı , tövbelerimizi kabul eyle, kabul ettiğin tövbelerde dilimizi daim eyle.Niyet ettim,diledim Allah’ım Senin rızan için sana olan vazifemi yerine getirmeye deyip Bir tesbih : Bismillehirrahmenirrahım Bir tesbih : Esteğfirullah Elazim ( Bu tesbihin sonunda bir defa ve etubu ileyk diyeceğiz) Üç İhlas bir Fatiha okuyup;Peygamberimiz hazreti Muhammed Mustafa ( sav ) Efendimizin mübarek ruhu şeriflerine ve Ehlibeyt’ine acizane hediye eyledim vasıl eyle Yarabbi . Sevgili Peygamberimizin şefaatlerinden , ziyaretlerinden mahrum etme , Ümmetim dediği ümmetten eyle Yarabbi. Diyerek
Bir tesbih :Allahümme Salli Ala Seyidine Muham-medin ve Ala Ali Seyyidine Muhammed . Diyeceğiz. Üç İhlas bir Fatiha okuyup; Yarabbi evvela senin rıza-i barin için Pirim Hasan Hüsameddin Uşşaki Gadde-sallahu Sırrahu Hazretlerinin ruhu şeriflerine ve ervahına hediye eyledim vasıl eyle.Yarabbi kendine layık kul Habi-bine layık ümmet , Pirime layık mürit eyle. EvvelimAllah ahirim Allah Leileheillallah Muhammeden Rasululllah Fa-lemennehu dedikten sonra on tesbih(1000)Leileheillallah diyeceğiz.Her tesbihin sonunda bir defa Muhammedun Resulullah diyeceğiz.
Dersimizi tamamladıktan sonra Kur’an-ı Kerim den Aşur okuyalım .Bilmiyorsak üç İhlas bir Fatiha oku-yup bağışladıktan sonra duamızı yapacağız. Allah Teala Sıtkı sadakatle, aşkla , muhabbetle ça-lışmak nasip etsin.
TOPLU ZİKİR VE ON İKİ ESMA
Salikin yapmış olduğu günlük dersinden ayrı ola-rak haftalık toplu ibadetler bulunmaktadır.Bu ibadetlerde Tarikat-ı Aliye’nin tüm dersleri okunmaktadır.
Gerçekte salikin kendini şarja bağladığı,ruhunu temizlediği,günahlarından arındırdığı bu toplantılar halka-yı zikir olarak tabir edilir.
Feyz,bereket,muhabbet,ilim ve güzel ahlakın öğre-tilip ikram edildiği bu toplantılara daimi olarak devam et-mek gerekir.
Nefs;yemek ister,dünyalık ister,Ruh ise ibadet ve muhabbet ister.İşte ilk yedi dersi nefsi mücadele olan Uşşakî tarikatındaki ders ve esmalar şunlardır:
1.Bismillehirrahmenirrahim
2.Estağfirullah El-azim (İstiğfar)
3.Salavat-ı Şerife
4.Le ilehe illallah (Nefs-i emare)
5.Allah Allah Ya Allah (Nefs-i Levvâme)
6.Hu Hu Ya Hu (Nefs-i Mülhime)
7.Hak Hak Ya Hak (Nefs-i Mutmaine)
8.Hay Hay Ya Hay (Nefs-i Raziye)
9.Kayyum Kayyum Ya Kayyum(Nefs-i marziye)
10.Kahhar Kahhar Ya Kahhar (Nefs-i Kamile Safiye)
11.Fettah Fettah Ya Fettah
12.Vahid Vahid Ya Vahid
13.Ehad Ehad Ya Ehad
14.Samed Samed Ya Samed
15.Allah Allah Allah
1.Bismillehirrahmenirrahim
Besmele kalplerin nuru,aşıkların zikridir.Sevenler için nur,müştaklar için sürurdur. Ruhun gıdası,bedenin kurtuluşudur.Kim ki Besmele ile işini görürse iblis ona yaklaşamaz.
Resulullah (sav) buyurmuşlar ki;
”Önünde besmele bulunan bir dua reddolunmaz.”
“Ümmetin kıyamet günü gelirler.Onlar dünyada iken Besmele-i Şerifi çok söylemiş olurlar.Onların sevap-ları mizanda ağır gelir.”
“Ümmetim bu Besmele’yi okumaya devam ettik-leri müddetçe,Allah Teala bu ayeti(Besmeleyi) her hastalı-ğa şifa,her derde deva,her fakirlik ve zaruretten kurtulma, ateşten uzak ve ayıplamalara eman kılar.Besmele cennet bahçelerinden bir bahçedir.Nitekim Allah Teala Kur’an-ı Kerim’e Besmele ile başlamıştır.”
Hadislerden anlaşıldığı üzere Besmele ile yapmış olduğumuz her işimiz ve ibadetimiz bizlere hayırlı vesile-ler sağlayacaktır.
2.Estağfirullah El-Azim
“….Ey mü’minler hep birden Allah’a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.”(Nur-31) buyruluyor.
Bir kişi inanarak ve isteyerek Allah Teala’ya tövbe ederse Cenab-ı Allah tövbelerini kabul edip onun günah-larını affeder.Fakat kul hakkı bu tövbenin dışındadır.
“Ey iman edenler!Samimi bir tevbe ile Allah’a dö-nün.Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter.Pey-gamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi,içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar .Onların önlerinden ve sağlarından (amellerinin) nurları aydınlatıp giderde,’Ey Rabbimiz!Nurumuzu bizim için tamamla,bizi bağışla;çünkü sen herşeye kadirsin.’derler” (Tahrim-8) buyruluyor.
Kur’an-ı Kerim’deki bu ayetlerin izah edilmesine gerek yoktur.Açık ve net olarak sadece Allah Teala’ya tövbe edilmesi ve O’na sığınılması gerekmektedir.Günah işlemek ve hata yapmak biz insanlara mahsustur.Günah kulun yanında küçük ve kıymetsiz görününce Allah Teala katında büyük olur.Kul küçük günahını büyük gördüğü zaman o günah Allah Teala’nın katında küçülür.
Hadisi Şerif’te Resulullah (sav) şöyle buyur-muşlardır:”Mü’min olan kimse günahını dağ gibi görüp üzerine düşeceğinden korkar.Münafık bir kimse ise,güna-hını, burnunun üzerine konan ve hemen uçan sinek gibi görür.”
Resulullah (sav) şöyle buyurmuşlardır:
“Kalbime (bazen) iyi olmayan hisler gelir ve ben günde yüz defa istiğfar ederim”
Ebu Hureyre’nin rivayetine göre,Resulullah (sav) şöyle buyurdu:”Vallahi ben,günde yetmiş defadan fazla istiğfar ve tevbe ederim.”
Allah Teala’nın Habibim diyerek hitap ettiği bu güzel örnek insan yaşarken cennetle müjdelendiği halde günde ortalama yüz istiğfar okumuş.Dersimizde okumuş olduğumuz bu istiğfar bizleri hem sünneti yerine getirme-ye hem de bizi yaradan Allah Teala’dan günahlarımızı af-fetmesi için bir vesile olacaktır.
3.Salavat-ı Şerife
Allahümme salli ale seyyidine Muhammedin ve ale eli seyyidine Muhammed.
“Şüphesiz ki Allah Teala ve melekleri de O pey-gambere çok salat ve selam ederler .Ey iman edenler!Siz de O’na salat edin.Tam bir teslimiyetle de selam verin.”
Ahzab-56
Ayetten anlaşıldığı üzere Peygamberimiz (sav) üzerine salat-ü selam getirmemiz Allah Teala tarafından tavsiye edilmiştir.Peygamberimize (sav) ve O’nun ailesi-ne salat-ü selam getirmeden yapılan duaların kabul olun-mayacağı muhakkaktır.Duanın öncesinde ve sonrasında salat-ü selam getirmek gerekir.
Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
-Bana salavat okuyan her kulun salavatı ağzından çıkar çıkmaz yola koyulur.Ne deniz bırakır,ne kara ne şark kalır ne garp…Her yana dağılır ve şöyle der:
-Ben falan oğlu falan kimsenin salavatıyım.Benim-le seçkin,yaratılmışların hayırlısı Muhammed (sav) üze-rine salavat okudu.
Onun bu sözünü duyan her şey,canlı cansız,karada ve denizde ne varsa onun üzerine salavat getirir.O kulun okuduğu salavattan bir kuş yaratılır.Yetmiş bin kanadı vardır.O kuşun bu kanatlarının her birinde yetmiş bin tüy vardır.Her tüyün de yetmiş bin yüzü vardır,her yüzünün yetmiş bir ağzı vardır,her ağızda yetmiş bin dili vardır.Bu dillerden her biri yetmiş bin lugatle konuşur.Allah Teala’ yı öylece tesbih ederler.Bütün bu okunan tesbihlerin seva-bını Allah Teala o salavatı okuyan kulun sevap hanesine yazar.
Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
-Bir kimse Cuma günü yüz kere salavat-ı şerife okusa kıyamet günü muazzam bir nurla gelir.Onunla gelen nur yaratılmışlara taksim edilse hepsine yeter.
Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
-Kim bana bir kere salavat getirirse Allah (c.c.) ona on salavat eder.Onun on günahını siler.Derecesini on kat artırır.
Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
-Kim bana salavat getirmeyi unutursa ona cennetin yolu unutturulur.
Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
-İnsanların bana en çok yakın olanları benim üzeri-me en çok salavat getirenlerdir.
Yüzümüzün nuru,başımızın tacı,Allah’ın Resulü Hz. Muhammed Mustafa (sav)’nın üzerine salat-ü selam getirmek aslında bizlerin kurtuluşa kavuşması demektir.
Hesapların görülüp,makam ve derecelerin oluştuğu vakitte bizlere Cenab-ı Hakkın affediciliği ve Peygamberi-mizin (sav) şefaati yardımcı olacaktır.Ancak yaşadığımız şu dünya üzerinde şöylemiş olduğumuz salat-ü selamlar bizleri O’na ümmet eylediği gibi şefaatine de nail eylecek-tir.Cenab-ı Hak kendine layık kul,Habibine layık ümmet, Pirime layık mürit eylesin.
4.Le ilehe illallah (Nefs-i Emmare)
Nefsi terbiyenin ilk basamağı Tevhit’tir.İnsanı zor-la kötülüğe sürükleyen nefsin terbiye edilmesi bu derste başlamaktadır.Ruh nefsin şehvani arzularına boyun eğip ona itaat eder.Akıl olarak nefsine esir olan insanların istek ve arzuları sadece dünya nimetleri üzerinedir.Gününü gün edip rahat yaşama arzusu içindeki insanların aklı ve kalbi şehvetlerle dolup taşar,ahiretlerini unutan bu zümre Mev-ladan uzaklaşır.
Birinci makamda insani ruh,şehvani nefse yenilip kötülüğü emredici olduğundan Emmare adını almıştır.
Bu zümredeki insanlar emri bil ma’ruftan hiçbir şeyi yerine getirmezler.Buna karşılık nehyi anil münker-den olan şeyleri yerine getirirler.Kendilerinden çıkan bü-tün çirkin halleri güzel görürler.Kendi hal ve hareketleriy-le övünürler.Oysaki bu sıfatlar suizan,cehalet,cimrilik,ki-bir,riya,ucub,enaniyet,yalan,haset,tamah,buğuz,isyan,şımarıklık,vaktini boşa geçirmek,çok konuşmak,çok yeyip iç-mek,inkar vs’dir.İçlerinde en tehlikelisi zandır.
Bu sıfatları taşıyan emmare sahibi kendindeki bu halleri gayet güzel görüp kendilerini insan üstü düşünür-ler.Oysa ki onlar gaflettedirler.Nasihat kabul etmezler.Bu yüzden insanlık sıfatı üzerlerinden kalkıp hayvanlık sıfatına inerler.
Araf-179:”Celalim hakkı için cinlerden ve insan-lardan birçoğunu (kendi iradeleriyle hak edecekleri üzere) cehennem için yarattık.Onların kalpleri vardır,(ancak ken-di küfürleri sebebiyle artık) onlarla (hakkı zevk edip) anla-mazlar;onların gözleri vardır (ama) onlarla (Allah’ın delil-lerini) görmezler;onların kulakları da vardır,(ama) onlarla (ilahi nasihatleri) işitmezler!İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da aşağıdırlar.İşte onlar,gafillerin ta kendileri-dir.”
Nefsi emmaredeki insanlar haram olan her şeyi bilerek işlerler.Birgün gelip tövbe eder Cenab-ı Hakka yönelip Allah Teala’nın emirlerini yerine getiririz der, şimdi gençliğimizi yaşayalım derler.
Yapmış olduğu iyilikleri daima insanlara anlatıp gururlanan,övünen insanlar yapmış oldukları iyilikleri bu dünyada bırakacaklardır.
Nefsi emmarenin son aşaması tarikat ehlinin hali-dir.Bu zümredeki insanlar kendilerindeki bu kötü hal ve hareketleri kabul edici olurlar.Bu hal ve hareketlerinden şikayetçi olurlar.Fakat yine de bu kusurları işlemekten vaz geçmezler.Bundan tek kurtuluş ilahi emirleri yerine getir-mekte ısrar,gayret,temenni ve teslimiyet ile nefsi terbiyeye girmektir.
5.Allah Allah Ya Allah (Nefsi Levvame)
Salikin nefsi emmare iken işlediği günahlardan ve kötülüklerden pişmanlık duyması ve kendini kınamaya başlaması haline “Nefs-i Levvame” denilir.
Kıyâme-2:”(Pişmanlık duyup) Daima kendini kı-nayan nefse de yemin ederim (ki öldükten sonra diriltile-ceksiniz)!”
İkinci derse yükselen salik artık kalbinden nefsi emmaredeki lüzumsuz ve zararlı düşüncelerden kendini korur ve bu düşünceler birer birer söner.Buna rağmen aynı günahı tekrar işlese bile hemen pişman olup tövbe eder.Zi-ra nefs-i Levvame’nin iki yüzü vardır;birisi nefsi emmare-ye diğeri nefsi mülhimeye bakar.
Bu dersi okuyan salikin yersiz hal ve hareketleri, kuruntuları,makam sevgisi,kendini beğenmişlik gibi hasta-lıklar üstünde mevcut olur.
Dikkatli olunması gereken husus,salikin nefsi em-marenin tehlikesinden tam olarak kurtulmuş olamaması-dır.
Fatır-32:”…..Artık onlardan nefsine zulmeden de var,içlerinden müktesit (orta yolda giden) de var….”
Bu esmayı okuyanlar nefislerine zulmettikleri için zalim de denir.Salik Resulullah’ın (sav) ahlakını hallerini aynen alıp tatbik ederek ona bağlanır.
6.Hu Hu Ya Hu (Nefs-i Mülhime)
İnsanın kusur ve takvasını Cenab-ı Hakk’ın ona melek ve şeytanın aracılığı olmadan doğrudan doğruya ilham ettiği için mülhime adı verilmiştir.
Alemi ruhlar alemidir,hali aşktır.Sıfatları ilim, cö-mertlik,kanaat,tevazu(alçakgönüllülük),sabır ve tahammül özrü kabullenme,zahmete ve işkenceye katlanmaktır.Kor- ku suzluk,Allah Teala’yı anmak ve zikretmeyi fazla sev-mek,müşahade uyanığı olmak,murakabe ve tefekkürü ken-dine hal etmek diğer vasıflarıdır.Bu haller ve makamlar salik zor ve endişeli geldiğinden çokça mürşidi ilegörüş-meye muhtaçtır;ki mürşidi onu şüpheden kurtarıp yolunu açık eylesin.
Bu makamda dervişin hali zayıftır.Bu derse kadar kendi gelebilen,bu dersten sonra mutlak mürşid kontrolün-de olmalıdır.Çünkü salik hakka gidemez,Celal ve Cemali ayırt edemez.Eski alışkanlıklarına dönüp,Hak yolundan uzak olan insanlarla meşgul olur.İtikadı,inancı sarsılır.İba- detlerini terk eder ve günah işlemeye yeltenir.Bu haliyle de Allah’ın birliğini kabul ettiğini,hakikatı arayıp buldu-ğunu ve kendinden gayrı taat ehlinin mana alemini görme-diğini zanneder.Halbuki karanlıkların içerisinde kaybolan kendisidir.
Salikin bu hale düşmesi sık sık mürşidi ile görüş-mediğinden ve nefsiyle mücadele edemeyişinden ileri ge-lir.
Ey salik Ehlullah demiştir ki:“Hu hu ya hu zikrine devam eden arifin kalbinde hakikat nuru belirir.Ruhunda imanın gerçeği yerleşir,orada ilahi bilgiler toplanır.Bun-ların oluşması için zikrin kuvvetli yapılması,şeriat ve ta-rikatın emirleri ve adabına uyulması gerekir.Nefs-i mülhi-me salikin aşk makamı olup ruhuna zevk ve lezzet verir.”
7.Hak Hak Ya Hak (Nefs-i Mutmainne)
Dördüncü makamda nefs-i natıka duyduğu üzüntü Cenab-ı Hakk’ın hitabıyle dindiği,kalbi emin olduğu ve bu hali bulduğu için adı mutmainne olmuştur.
Fecr 27:( Allah,mü’min kuluna ise) “Ey nefs-i mutmainne ( kâmil bir iman sahibi olarak huzura ermiş olan nefs )!“
Bu makamda salikin beyni Allah’ü Teala iledir.Ha-kikatı Muhammed’iyedir.Hali,kalbin tam gerçek inanışı-dır.Elde ettikleri şeriatın bazı sırlarıdır. Sıfatları; Cömertlik,tevekkül ,sabır,hilm,teslim,rica doğruluk,ibadet,alçak gönüllülük,güler yüzlülük,hamd ve sena,şükretmektir.Ve görüşü huzur,tatlı dil,ayıp ve kusur ları örtmek,bağışlamaktır. Salik’in bu makamda ,şeraitten zerre kadar ayrıl-maması,Peygamber (sav) Ahlakını bilip uygulamasıdır. Bu makam kamil iman sahibi olma makamıdır.Bu makamda ona bakanların kalbi zevk ve lezzet bulur.Konuşmaları dinleyenlere hoşluk ve lezzet verir.Çünkü onun dili Allah tarafından dimağ ve kalbine akıtılan hakikatlerle manevi inceliklerin ve şeriatteki gizliliklerin tercümanı olur.Söy- lediği her söz Kur’an-ı Kerim’e ve hadisi şeriflere tama- men uygundur.Öyle ki ne kitap okumuş nede bir kimseden dinlemiştir.Çünkü bu bilgiler Allah’ü Teala tarafından be- yin ve kalbine akıtılan ilhamlardır.
Olağan üstü hallere ve çeşitli kerametlere iltifat ve itibar etmeyip,onları ihsan eden Cenab-ı Hakk’a sarılır.
8.Hay Hay Ya Hay (Nefs-i Raziye)
Beşinci makamda salik,bütün hallerinde Allah-ü Tealanın rızasını kemal derecesini kazandığı için ona
Raziye adı verilmiştir.
Bu makamın virdi Hayy (c.c) dır.Hayy isminin sözlük anlamı diri,canlı ve sağdır.Hayat,ezeli ve ebedi olan ölmeyen diri olan Allah Teala’dır.
Cenab-ı Hakk’ın imtihanlarını geçmiş,sadakat gösteren,her şeye rıza gösteren Mevlanın hoşnutluğunu kazanmak arzusu ile dolu olan salik yasaklardan sakınmak Allah-ü Teala-yı sevmek,yasak ve mekruh olan şeylere yönelmemesi için nefsine hakim olup bu haliyle halka ö-ğüt verip,Cenab-ı Hakk-ın emir ve yasaklarını tebliğ eder Onun sözünü dinleyen herkes kendisinden faydalanır. Cenab-ı Hakk bunun duasını hiç geri çevirmez.Fakat haya ve edep onu dua etmekten alı koyar.Herkes ona saygı gös-terir.Teslimiyette en üst dereceye çıkar.Zalimleri hiç sev-mez,onların ikram ve ihsanlarına tenezzül etmez.Yalnız Allah Teala ile meşgul olur.
9.Kayyum Kayyum Ya Kayyum(Nefsi Marziye)
Kayyum sözlükte : Bütün eşya ancak Onun varlığı ile kaim olur, manasına gelir.
Her şeyi yaratan,tutan,besleyen bununla beraber kendinden hiçbir şey eksilmeyen ve daima Hayy’ü Kay- yum olan odur.
Altıncı makamda olan salikten Cenab-ı Hak razı olduğu için ona marziye adı verilmiştir.
Hali hayret ve hayranlık olan salik’in sıfatı Allah’ü Teala ve Resulullah (sav) ın Ahlakıyla ahlaklanmaktır.Be- şeri istekleri terk etmiştir.Kusurları affeder,örter,gizler,da- ima iyi düşünür,şefkatli ve acıma huylarıyla beraber cö- mert ve eli açıktır.
Muhtaç olduğu bilgiyi doğrudan Cenab-ı Hak’tan alır.Gayb aleminden şehadet alemine Allah’ın izniyle dön- müş olan salik ihsan olan bilgileri,ikramları herkesin anla- yabileceği şekilde halka anlatır.Adaletten ayrılmaz hiçbir şeyin aşırısına kaçmaz,fakat hiçbir şeyden de geri kalmaz.
Bu hal özenilen fakat uygulaması zor bir durumdur.
Bu makamda olan kamil görünüşte avamdan ve halktan ayırt edilemez.Fakat kalbi Cenab-ı Hak iledir.Her türlü masivadan kurtulmuştur.
10.Kahhar Kahhar Ya Kahhar
Nefs-i Kamile (Safiye)
Sözlükte : Galib-i mutlak ve her an kahretmeye müktedir olan manasına gelir.
Her durumda üstün ve daima galiptir.Cenab-ı Hak-kın kahrına yerler,gökler ve kainat dayanamaz.Nice üm-metleri mahvu perişan etmiştir.
Yedinci makama yükselmiş olan salik bütün kema-latı taşıdığı manevi olgunluğun son basamağına çıktığı i-çin nefs-i kamile veya (safiye) adı verilmiştir.
Nefs-i terbiyenin en son basamağı ve en üstünüdür. Bu makamda salikin hiçbir isteği kalmamış,her dileği ye- rine getirilmiştir.Yalnız Cenab-ı Hakk’ın rızasını istemek-tedir.İlim ve hikmet sahibidir.Yüzü huzur ve sevinç veri- cidir.
Bu makamın sahibi bir an bile ibadetsiz kalmaz.O bütün vücut organları ile ibadet eder.Bir an bile Cenab-ı Hak’tan ayrılmaz.Çok tövbe ve istiğfar eder.Alçak gönül- lüdür.Halkın Allah’ü Tealaya yönelmesine çok sevinir. Halkın gafleti onu fazlasıyla üzer ve öfkelendirir.
Salik bu makamda taş iken altın olmuştur.Artık her şeyi Hak’tan bilir.Ne kendisini nede rızkını düşünür.Her şeyin sahibi Allah’ü Teala dır dediği için;”O sahibine aittir der”. Bildirilmedikçe hiçbir şeyi bilmediğini ifade eder.
11.Fettah Fettah Ya Fettah
Sözlük manası en iyi,en çok fetheden,darlıktan kurtaran,her şeyi en iyi cihetten açan,zabdeden dir.
Bütün hayr ve bereket anahtarları Allah Teala’nın emrindedir.Zorlukları açıp kolaylaştıracakda O’dur.
Cenab-ı Hak kuluna hidayet ve mağfiret kapılarını açıverir.Dünyada iken ibadete ve sırlar hazinesine sevk eder.Dünyalık nice fakirleri zengin yapar.Kader ve ıstırap içinde yaşayanların acılarını giderir.
Salikin kalbindeki kilidi de açacak olan Cenab-ı Hak’tır.Yolundaki kapıları da açacak olan Cenab-ı Hak tır.
Cennet’in kapılarını da açacak olan Cenab-ı Hak’tır.
12.Vahid Vahid Ya Vahid
Sözlükte ; Yalnız,tek,benzeri bulunmayan,mahiyet ve Kemal sıfatlarında ortağı bulunmayan manasına gelir.
Allah’ü Tealanın yarattığı nimetlerden faydalandır-dığı bir mahluk, hiç ona denk olabilir mi ?
Sıfatlarında birdir.İnsanlarda onun sıfatlarının ben- zeri değil izleri vardır ki Yüce Allah’ın sıfatları sezilir ve iman edilir.
İşlerinde birdir,her şeyi yaratmakta ve idare etmek-te yardımcıya ihtiyacı yoktur.
İsimleriyle birdir.İsimlerinin hakiki manasıyla ben-zeri yoktur.
Hükümlerde birdir.Hakimiyet O’nun şanıdır.Se-vabı ,helali,ikâbı,haramı belirlemek O’na mahsustur.
13.Ehad Ehad Ya Ehad
Ehadiyetle ,bütün kainatın imhasına müktedir. Mahvu perişan etmeye kadir ve künh-i zatında ortak kabul etmez manasınadır.
14.Samed Samed Ya Samed.
Her şeyin muhtaç olup kendisi hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan manasına gelir.
Bizleri kendine kul olarak yaratan Cenab-ı Hak’tan başka ilah yoktur.Kendisi hiçbir şeye muhtaç değildir. Muhtaç olan biz kullarız.Sıkışıp,şaşırıp,zor durumlara düş-tüğümüzde halimizi arz etmek, maddi ve manevi istekler-de bulunmak kullara mahsus bir olgudur. Cenab-ı Hak bu arzlarımızı yerine getirdiğinde dahi hazinesinden hiçbir şey eksilmeyecektir
15. Allah Allah Allah.
Allah İsm-i şerifi , doksandokuz Esma-i Şerif için-de ismi azamdır.Çünkü, bu ism-i şerif de bulunan bir ta-kım hususiyetler öteki esmalarda yoktur.
Allah (cc) ism-i şerifi bütün esmaların manalarını toplu olarak ifade eder.Onun için manadaki bu topluluğu iyice düşünüp tefekkür ederek Ya Allah (cc) diyen bir kimse Cenab-ı Hakk’ı bütün isimleriyle ve bütün sıfatla-rıyla zikretmiş olur.
Yapmış olduğunuz çalışmalarda Cenab-ı Hak yar ve yardımcınız olsun.İbadetten alıkoyacak meşgu-liyetler vermesin.İbadette daim eylesin.İki cihanda aziz ve selamet kılsın .Yapmış olduğumuz ibadetlerimizi yüzümüze çarpmasın.
MÜRŞİDİM
Allah Allah diyen aşıklar
Resulullah’a ümmet olmuşlar
Hüsameddin’e kayıt olmuşlar
Fikriye Sultandan feyz almışlar
Resulullah’ın ümmeti
Hüsameddin’in askerleri
Visalinin evlatları
Fikriye Sultana biat etmişler
Uşşakîyiz biz
Kalbimizde zikrimiz
Yer,gök meclisimiz
Fikriye Sultanla beraberiz
Ahmed girmiş hak yoluna
Sultanım yanından ayırma
Beni bana bırakma
Şefaat Sultan,şefkat Sultan,himmet Sultan.
Sadık Ahmed Özdeveci
KUR’AN’DAN PEYGAMBER DUALARI
Hz. Adem (AS) ve Hz. Havva’nın duası
Araf-23“Ey bizim Rabbimiz,kendimize yazık ettik.Şayet sen kusurumuzu örtüp,bize merhamet buyur-mazsan,en büyük kayba uğrayanlardan oluruz.”
Hz. Nuh (AS)’ın Duaları
Nuh-28“Ya Rabbi,beni,anamı,babamı ve evime mü’min olarak girenleri,erkek ve kadın olarak bütün mü’minleri affeyle”
Hud-47“Hakkında kesin bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım.Eğer beni affetmez,bana mer-hamet etmezsen,her şeyi kaybedenlerden olurum.”
Kamer-10“Ya Rabbi ben mağlubum.Artık sen bana yardım eyle.”
Hz. İbrahim (AS)’ın Duaları
İbrahim-40“Ya Rabbi,neslimden çoğunu namazı devamlı olarak ve gereğince kılan kullarından eyle.Duamı lütfen kabul buyur Ya Rabbi.”
İbrahim-41“Ey Rabbimiz,beni,anamı,babamı ve bütün mü’minleri kıyamet günü affeyle.”
Şuara-83“Ya Rabbi bana hikmet ver ve beni Sa-lihler arasına dahil eyle.”
Saffat-100“Ya Rabbi salih evlatlar lutfet bana.”
Mümtehine-4“Ey Yüce Rabbimiz,yalnız sana güvenip dayandık, sana yöneldik ve sonunda da senin huzuruna varacağız.”
Mümtehine-5“Ey Yüce Rabbimiz,bizi kafirlere deneme konusu kılma,affet bizi.Çünkü Sen Aziz ve Hakimsin;mutlak galip tam hüküm ve hikmet sahibisin.”
Hz. Lut (AS)’ın Duası
Ankebut-30“Ya Rabbi,bu müfsitler,bu bozgun-cular güruhuna karşı sen bana yardım eyle.”
Hz. İsmail (AS) ve Hz. İbrahim (AS)’ın Duaları
Bakara-127“Ey bizim Kerim Rabbimiz!Yaptığı-mız bu işi kabul buyur bizden.Hakkıyla işiten ve bilen ancak sensin.”
Bakara-128“Ey bizim Yüce Rabbimiz,bizi,yalnız sana boyun eğen Müslüman kıl.Soyumuzdan da yalnız sana teslimiyet gösteren bir Müslüman ümmet yetiştir.Ve bize ibadetimizin yollarını göster.Tevbemizi kabul buyur. Muhakkak ki tevbeleri en güzel şekilde kabul eden,çok merhametli olan ancak Sensin.”
Hz. Yakub (AS)’ın Duası
Yusuf-86“Sıkıntımı,keder ve hüznümü sadece Allah’a arz ediyorum.”
Hz. Yusuf (AS)’ın Duası
Yusuf-101“Ey gökleri ve yeri yaratan.Dünyada da ahirette de Mevlam,yardımcım Sensin.Müslüman olarak canımı al ve beni Salihler (iyi insanlar) zümresine dahil eyle”
Hz. Eyüb (AS)’ın Duası
Enbiya-83“Ya Rabbi bu dert bana iyice dokundu. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.”
Hz. Yunus (AS)’ın Duası
Enbiya-87“Ya Rabbi Sensin ilah,Senden başka yoktur ilah. Subhansın,bütün noksanlardan münezzehsin. Yücesin. Doğrusu kendime zulmettim,yazık ettim.Affını bekliyorum Rabbim.”
Hz. Musa (AS)’ın Duaları
Araf-151“Subhansın Ya Rabbi,tevbe ettim.Her noksanlıktan münezzeh olduğun gibi,dünyada seni görmemizden de münezzehsin.Ben iman edenlerin ilkiyim.”
Araf-155“Sensin bizim Mevlamız,affet bizi,mer-hamet eyle. Sen mağfiret edenlerin en hayırlısısın.”
Araf-156“Bize bu dünyada da ahirette de iyilik nasip et. Biz sana yöneldik,senin yolunu tuttuk.”
Taha-25-27“Ya Rabbi,göğsümü genişlet,işimi kolaylaştır,dilimin bağını çöz.Ta ki sözümü anlasınlar.”
Kasas-16“Ya Rabbi ben kendime yazık ettim. Affeyle beni.”
Mü’min-27“Ben,ahirete,hesap güne inanmayan her kibirli ve zorbadan benim de Rabbim sizin de Rabbi-niz olan Allah’a sığınırım.”
Hz. Süleyman (AS)’ın Duaları
Neml-19“Ya Rabbi,beni nefsime öyle hakim kıl ki gerek bana gerek ebeveynime ihsan ettiğin nimetlere şük-redeyim.Seni razı edecek güzel ve makbul işler yapabile-yim. Bir de lutfedip beni salih kullarını arasına dahil eyle.”
Sad-35“Ya Rabbi affet beni ve bana,benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir hakimiyet lutfet.Çünkü sen lutufları son derece bol olan Vehhabsın.”
Hz. Zekeriya (AS)’ın Duası
Al-i İmran-38“Ya Rabbi,bana senin tarafından ter-temiz,hayırlı zürriyet ihsan eyle.Şüphesiz ki sen duaları işitip icabet edensin.”
Hz. Muhammed (AS)’ın Duaları
İsra-80“Ya Rabbi,gireceğim yere dürüst olarak girmemi, çıkacağım yerden de dürüst olarak çıkmamı nasip et ve kendi katından beni destekleyecek kuvvetli bir delil ver bana.”
Tevbe-129“Allah bana yeter.O’ndan başka tanrı yoktur.Ben yalnız O’na dayanırım.Çünkü O,büyük arşın, muazzam hükümdarlığın sahibidir.”
Zümer-46“Allah’ım,Ey yerleri ve gökleri yaratan! Ey görünen görünmeyen ne varsa bilen.Hakkında ihtilaf ettikleri her meselede kulların arasında sen elbette hükme-deceksin.Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum.”
Enbiya-112“Ya Rabbim adaletle hükmünü ver. Rabbimiz Rahman’dır.Sizin bunca isnat ve ifratlarınıza karşı Müsteandır (yardım istenilecek olan yine O’dur).”
Meleklerin Mü’minlere Duası
Mü’min-7“Ey Ulu Rabbimiz,senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır!O halde tevbe edenleri ve senin yoluna tabi olanları mağfiret eyle ve onları o cehennem azabından koru!”
MÜNACAT-I KÜBRA
Elhamdülillahillezi halekal insane minnur.
Vassalatü vesselemü ala seyyidine Muhammedin maz-haril envar.
Ve ala alihi ve ehli beytihi bisebebi kıyaminnesi minnur
Cemi esma ve sıfati cami,saltanatı hakkıye ve halkıyeyi havi makamı Ulühiyeti zatta ibadet ederim Allahım.
Cemi esma ve sıfati satir,saltanatı hakkıye ve halkıyeyi kahir makamı Ahadiyeti zatta vücudumdan fani olayım Allahım.
Cemi esma ve sıfati zahir,saltanatı hakkıye ve halkıyeyi lami makamı vahidiyeti zatta vucudumla mevcut olayım Allahım.
İlmi zatta cemi mevcudatı tesbit ve âyani sabitede tefrik makamı ferdiyeti zatta saadet isterim Allahım.
Ekserinnas saltanatı halkıyeden gafil,esma-ü efaliyeden cahil makamı nuru zatta cemalini göreyim Allahım.
Gaybi mutlakta hüviyeti zatta makamı künhü zatına hayran olayım Allahım.
Hayatı sermedi aynı zatta makamı Hayyi zatta hayatı ebedi isterim Allahım.
Aynı zatta zatının kemali makamı Kuddusiyeti zatta sal- tanatı halkıyeden tecrid olayım Allahım.
Aynı zatta zatın ihtiyaçtan münezzeh,makamı Samadı-yeti zatta senden gayriye muhtaç etme Allahım.
Kıyameti Kübrada Nur-u zatın zuhuru ile bütün mevcu-datı ifna,makamı vitriyeti zatta yalnız bırakma Allahım.
Bihürmeti esma-i zatiyetil husne ve bi hürmeti seyyidin El Mustafa Sıtkı fakir kemterin ve biz aciz kullarının mü-nacatını kabul eyle Allahım.
TESBİH-İ KAMİLE
Dikkat:Her satır sonunda üç defa Subhanallah okunacak
Zatınla nefislerden münezzeh Tealasın Allah
Hayatınla ruhlardan münezzeh Tealasın Allah
Nurunla nurlardan münezzeh Tealasın Allah
Vahdetinle kalplerden münezzeh Tealasın Allah
İlminle akıllardan münezzeh Tealasın Allah
İradenle fikirlerden münezzeh Tealasın Allah
Celalinle vehimlerden münezzeh Tealasın Allah
Hüviyetinle hayallerden münezzeh Tealasın Allah
Kemalinle himmetlerden münezzeh Tealasın Allah
Cemalinle suretlerden münezzeh Tealasın Allah
Samedinle cisimlerden münezzeh Tealasın Allah
Kudretinle mevitlerden münezzeh Tealasın Allah
Sıdkı kulun tesbihinden münezzeh Tealasın Allah
Dikkat:Her satır sonunda üç defa Elhamdülillah okunacak
Zatınla nefisleri var ettin Ya Allah
Hayatınla ruhları var ettin Ya Allah
Nur’unla nurları var ettin Ya Allah
Vahdetinle kalpleri var ettin Ya Allah
İlminle akılları var ettin Ya Allah
İradenle fikirleri var ettin Ya Allah
Celalinle vehimleri var ettin Ya Allah
Hüviyetinle hayalleri var ettin Ya Allah
Kemalinle himmetleri var ettin Ya Allah
Cemlinle suretleri var ettin Ya Allah
Kudretinle mevtleri var ettin Ya Allah
Sıdkı kulunu cemalinden var ettin Ya Allah
Dikkat:Her satır sonunda üç defa Allahu Ekber okunacak
Zatınla zatında Vücüdun büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Hayatın büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Envarın büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Vahdetin büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Ulumun büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında İraden büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Celalin büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Hüviyetin büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Kemalin büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Cemalin büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Samedin büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Kudretin büyüktür Ya Allah
Zatınla zatında Sıdkı kulunun Tekbiri büyüktür
YA ALLAH
* * * * *
KASİDE-İ TAAMİYE
Allah bize lütfetti nimetine gark etti şükür elhamdülillah
Allah Le ilehe illallah hu Le ilehe illallah
Nefsimin safasına ruhumun hayatına nurumun ziyasına şükür elhamdülillah
Allah bize lütfetti nimetine gark etti şükür elhamdülillah
Allah Le ilehe illallah hu Le ilehe illallah
Muhammed gadem bastı şefi olmaktır kastı hakkın sevgili dostu şükür elhamdülillah
Allah bize lütfetti nimetine gark etti şükür elhamdülillah
Allah Le ilehe illallah hu Le ilehe illallah
Ol habibin yarları cennettedir canları sevenleriz anları şükür elhamdülillah
Allah bize lütfetti nimetine gark etti şükür elhamdülillah
Allah Le ilehe illallah hu Le ilehe ilallah
Kalbimin vüsatine aklımın ziyadına fikrimin kuvasına şükür elhamdülillah
Allah bize lütfetti nimetine gark etti şükür elhamdülillah
Allah Le ilehe illallah hu Le ilehe illallah
Yerim nimetini övelim rahmetini analım hazretini şükür elhamdülillah
Allah bize lütfetti nimetine gark etti şükür elhamdülillah
Allah Le ilehe illallah hu Le ilehe illallah
Vehmimin kemalini hayalimin cilasına himmetimin vefasına şükür elhamdülillah
Allah bize lütfetti nimetine gark etti şükür elhamdülillah
Allah Le ilehe illallah hu Le ilehe illallah
Harç edelim varımız kurban olsun canımız Kur’an’dır imanımız şükür elhamdülillah
Allah bize lütfetti nimetine gark etti şükür elhamdülillah
Allah Le ilehe illallah hu Le ilehe illallah
Suretimin hüsnüne cismimin sıhhatine kabrimin pür nuruna şükür elhamdülillah
Allah bize lütfetti nimetine gark etti şükür elhamdülillah
Allah Le ilehe illallah hu Le ilehe illallah
Sıdkı kulun şükrünü kabul eyle Ya Rabbi dergaha süreyim yüzü şükür elhamdülillah
Allah bize lütfetti nimetine gark etti şükür elhamdülillah
Allah Le ilehe illallah hu Le ilehe illallah
İSTİĞFARIN EN BÜYÜĞÜ
SEYYİDÜL İSTİĞFAR
َاللَّهُمَّ اَنْتَ رَبِّىلاَ اِلَهَ اِلاَّ اَنْتَ خلَقْتَنِى وَاَناَ عَبْدُكَ وَاَنَاعَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَاسْتَطَعْتُ اَعُوذُبِكَ مِنْ شَرِّمَاصَنَعْتُ اَبُوءُلَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ وَاَبُوءُبِذَنْبِى فَاغْفِرْلِى فَاِنَّهُ لاَيَغْفِرُالذُّ نُوبَ اِلاَّ اَنْتَ*
OKUNUŞU
Allah’ümme ente Rabbi leilehe ille,ente halakteni ve ene abdüke ve ene âlâ ahdike ve ve’dike mesteta’tü euzü bike min şerri me sena’tü ebüüleke bini’ metike aley ye ve ebü ü bi zenbi fağfirli feinnehü le yeğfiruzzünübe ille ente MANASI:Ey Allah’ım Sen benim Rabbimsin.Senden baş-ka ilah yoktur.Beni sen yarattın.Bende senin kulunum. Zat’ı Ecelli Âlâ’na verdiğim sözde elden geldiği kadar se-bat etmeğe çalışıyorum.Yaptığım günahların şerrinden, sa-na sığınırım.Sana karşı yaptığım günahları itiraf ediyorum. Yarabbi verdiğin nimetlerede şükür ederek muteri-fim.Ya Rabbi ,beni mağfiret et,çünkü senden başka günahları af-fedecek ilah yoktur.
FAZİLETİ:Cenab-ı Peygamber (SAV)”Bir insan akşam-leyin buma itikat ederek okur ve ölürse cennete girer.Sa-bahleyin itikad ederek okur ve ölürse cennete girer.” Buyuruyorlar.
YASİN DUASI
بِسْمِ الله الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينْ* وَالْعَاقِبَةُلِلْمُتَّقِينْ* وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِ نَامُحَمَّدٍ وعَلَى اَلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينْ ياَرَحْمَنْ*اللَّهُمَّ اِنِّى اَسْءَلُكَ صَبْرًا جَمِيلاً وَقَلْبًاسَلِيمًا*وَلِسَنًاذَاكِرًا*وَدُعَاءً مُسْتَجَابًا* وَكِتَابًايَمِينًا*وَرِزْقًاحَلاَلاً وَنَعِيمًامُقِيمًاوَجَنَّةً وَحَرِيرًا وَنَضْرَةً سُرُورًا*ياَقَاضِىَالْحَاجَتِ*يَامُجِيبَالدَّعَوَاتِ يَاكَاشِفَ الضُّرِّوَالْبَلِيِّاتِ*يَاعَالِمَ السِّرِّ وَالخَفِيَّاتِ* اِقْضِحَاجَتِى فِيهَذِهِ السَّاعَتِ الْمُبَارَكَةِبِحُرمَةِ يس وَالْقُرْاَنِ الْحَكِيمِ فاِذَاقَضَى اَمْرًافَاِنَّمَايَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ فَسُبْحَانَ الَّذِى بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَىْءٍوَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ*
OKUNUŞU
Elhamdülillehi rabbil alemin.Vel akıbetü lil müttekın. Vessaletü vesselemü ale seyyidine Muhammedin ve ale eilhi ve sahbihi ecmeın Ya Rahman.Allahümme inni es-elüke sabran cemilen ve kalben seli-men. Ve lisenen zeki-ran.Ve dü a en müsteceben.Ve kite-ben yeminen.Ve rız-kan halelen ve naimen mükımen ve cenneten ve hariran ve nedraten ve süruran.Ye kadiyel hacet.Ye mücibedde a veti ye keşifeddurri vel beliyyet.Ye alimessirri vel hafiyyet.İk-dı haceti fi hezihisse atil mübe-raketi bi hürmeti ye sin vel kurenil hakimi fe ize kada em-ran feinne me yekulü lehü-kün feyekünü fesübhanellezi bi yedihi melekütü külli şe-yin ve ileyhi türceun.
FAZİLETİ: Kırk bir Yasin-i Şerifi hatmi yaptık-tan sonra veyahut ta Yasin-i Şerif okuduktan sonra bu dua-yı Yasin-i Şerif bağışlama duası olarak okuruz.Yasin-i Şe- rifi okuyup arkasından da bu duayı okumak,hacet ve bütün dileklerimizin yerine gelmesine,gerçekleşmesine sebeptir. Kur’an-ı Kerim okunmasından sonra yapılan dualar
Allah’ü Teala katında kabul edilen dualar arasına girer.
SALÂTEN TÜNCİNA
اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِ نَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى اَلِ سَيِّدِ نَامُحَمَّدٍ*صَلاَةًتُنْجِنَابِهَامِنْ جَمِيعِ اْلاَهْوَالِ وَاْلاَفَات* وَتَقْضِى لَنَابِهَاجَمِيعَ اْلحَاجَاتْ*وَتُطَهِّرُنَابِهَامِنْ جَمِيعِ السَّيِّأَتْ*وَتَرْفَعُنَابِهَااَعْلَى الدَّرَجَاتْ*وَتُبَلِّغُنَابِهَااَقْصَى الْغَايَاتْ*مِنْ جَمِيعِ الْخَيْرَاتِ فِى الْحَيَاتِوَبَعْدَالْمَمَات *حَسْبُنَااللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ*نِعْمَ الْمَوْلَى ونِعْمَ النَّصِيرُ OKUNUŞU : Allah’ümme salli ale seyyidine Muhamme-din ve ale eli seyyidine Muhammed.Salaten tüncine bihe min ce- mi ıl ehveli vel efat . Ve tekdılene bihe cemi al ha-cet . Ve tütahhirune bihe min cemi ısseyyiet . Ve terfeune bihe e’ledderacet. Ve tübelliğune bihe eksalgayet. Min cemi ıl hayrat fil hayati ve be’delmemet .Hasbünallahü ve ni’mel vekil. Ni’melmevle ve ni’mennesır.
FAZİLETİ : Fırsat buldukça ve hatıra geldikçe otururken,yürürken,yatarken ve kalkerken bu salavat-ı şerifeyi okumaya devam eden kimse, düşmanlarının ve hasedcilerin şerrinden,şeytanın tasallutundan,bela ve afet-
ten , hastalıklardan emin olur.
SALAT-I TEFRİCİYE
اللَّهُمَّ صَلِّ صَلاَةً كَامِلَةً وَسَلِّمْ سَلاَمًاتَامًّاعَلَى سَيِّدِ نَا مُحَمَّدٍ الَّذِى تَنْحَلُّ بِهِ الْعُقَدُ* وَتَنْفَرِجُ بِهِ الْكُرَبُ* وَ تُقْضَى بِهِ الْحَوَاءِجُ * وَتُنَالُ بِهِ الرَّغَاءِبُ* وَحُسْنُ الْخَوَاتِمِ* وَيُسْتَسْقَى الْغَمَامُ بِوَجْهِهِ الْكَرِيمِ* وَعَلَى اَلِهِ وَصَحْبِهِ فِى كُلِّ لَمْحَةٍ وَنَفَسٍ بِعَدَدِ كُلِّ َمَعْلُومٍ لَكَ*
OKUNUŞU : Allah’ümme salli saleten kemileten ve sel-lim selementemmen ala seyyidine Muhammedinillezi ten-hallu bihil ukadü.Ve tenfericü bihil kürabü .Ve tükda bi- hil haveicü.Ve tünelü bihirrağaibü.Ve husnül havatimi. Ve yüsteskalğamemü bivec hihil kerimi.Ve ale elihi ve sahbi-hi fi külli lemhatin venefesin biadedi külli me’lümin lek.
SIRLARI:Bu salavat-ı şerifeyi günde 41 veya 100 defa okumayı devam edenlerin Allah Teala üzüntüsünü giderir. Belayı ve zararı ortadan kaldırır.İşini kolaylaştırır.Duru-munu güzelleştirir.Rızkını genişletir.Onun üzerine Allah hayır kapılarını açar.Zamanın hadiselerinden emin olur. Açlığın şiddetinden ve fakirlikten korur.Bu salavat-ı şeri-feyi okuyan kimsenin kalbine Allah Teala muhabbet,sevgi tohumları atar.Allah Teala’dan her ne is-terse muradı hasıl olur.Kim mühim bir işinin hallolması veya büyük bir bela-nın şiddetinden emin olmak istiyorsa bu salavat-ı terficiye-yi 4444 defa okusun.Şüphesiz Allah Teala onun muradını niyetine göre muvaffak kılar.
TEFRİCİYE DUASI
اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِ نَامُحَمَّدٍ وَعَلَى اَلِ سَيِّدِ نَامُحَمَّدٍ اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِ نَا وَ نَبِيِّنَا وَ حَبِيبِنَا مُحَمَّدٍ فِاْلاَ وَّلِينَ وَصَلِّ وَسَلِّمْ عَلَى سَيِّدِ نَا وَنَبِيِّنَ وََحَبِيبِنَ مُحَمَّدٍ فِى اْلاَخِرِينَ وَصَلِّ و سَلِّمْ عَلَى سَيِّدِ نَاوَ نَبِيِّنَا وَحَبِيبِنَا مُحَمَّدٍ فِى كُلِّ وَقْتٍ وَحِينٍ
وَصَلِّ وَسَلِّمْ عَلَى سَيِّدِ نَا وَ نَبِيِّنَاوَحَبِيبِنَامُحَمَّدٍ فِى الْمَلاَءِالَْاَعْلَى اِلَى يَوْمِ الدِّ ينِ وَسَلِّمْ صَلِّ عَلَى سَيِّدِ نَاوَنَبِيِّنَاوَحَبِيبِنَامُحَمَّدٍ حَتَّى تَرِثُالارْضَ وَ اَنْتَخَيْرُ الْ وَارِثِينَ وَ صَلِّ وَسَلِّمْ عَلَى سَيِّدِ نَاوَنَبِيِّنَا وَحَبِيبِنَ امُحَمَّدٍ وَ علَى جَمِيعِالْاَنْبِيَاءِوَالْمُرْسَلِينَ وَعَلَىمَلاَءِكَ تِكَ الْمُقَرَّبِينَ وَعَلَى اَهْلِ طَاعَتِكَ اَجْمَعِينَ وعَلَى عِبَادِاللهِ الصَّالِحِينَ مِنْ اهْلِ السَّمَوَاتِ وَاْلاَرَضِينَ وَرَضِىاللهُ عَنْ اَصْحَابِ رَسُولِ اللهِ اَجْمَعِينَ اَللَّهُمَّ اَنْتَ رَبِّى لاَاِلَهَ اِلاَّاَنْتَ خَلَقْتَنِ وَاَنَاعَبْدُ كَ وَاَنَا
عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَااسْتَطَعْتُ اَعُوذُبِكَ مِنْ شَرِّمَا صَنَعْتُ اَبُوءُلَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ وَاَبُوءُبِذَنْبِى فَاغْفِرْلِى ذُنُوبِى فَاِنَّهُ لاَيَغْفِرُالذُّنُوبَ اِلاَّ اَنْتَ جَلَّ رَبِّى وَقَدَ رَ عَزَّرَبِّى وَقَهَرَوَاللهُ غَفُورٌ لِمَنْ صَبَرَوَلَذِكْرُاللهِ اَكْبَرُ نِعْمَ الْحَافِظُ اللهُ نِعْمَ الْقَادِ رُا للهُ فَقَدَرْنَافَنِعْمَ الْقَادِرُونَ اللَّهُمَّ اِنِّى اَعُوذُ بِكَ مِنَ الْحَوْرِ بَعْدَالْكَوْرِ. اللَّهُمَّ اِنِّى اَعُ ذُ بِكَ مِنْ اَنْ اُشْرِكَ بِكَ شَيْأً وَاَنَا اَعْلمُ وَاسْتَغْفِرُكَ لِمَالاَاَعْلَمُ اِنَّكَ اَنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ. اَسْتَغْفِرُاللهَ الْعَظِيمَ . اَسْتَغْفِرُاللهَ مِنْ كُلِّ ذَ نْبٍ اذْ نَبْ تُهُ عَمْدًا اَوْخَطَأً اَوْسِرًّا اَوْعَلاَ نِيَةً وَاَتُوبُ اِلَيْهِ مِنَ الذَّ نْبِ الَّذِى اَعْلَمُ وَمِنَ الذَ نْبِ الَّذِى لاَ اَعْلَمُ. لاَحَوْلَ وَلاَقُوَّةَ اِ لاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِمْ . مَاشَـا ءَ اللهُ كَانَ وَمَالَمْ يَشَأْ لَمْ يَكُنْ . اَعْلَمُ اَ نَّ اللهَ علَى كُلِّ شَىْ ءٍ قَدِيرٌ . وَ اَنَّ اللهَ قَدْ اَحَاطَ بِكُلِّ شَىْءٍ عِلْمًا . فَاللهُ خَيْرٌحَافِظًاوَهُوَاَرحَمُ الرَّا حِمِينَ.
وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَا لَمِينَ .
اَللَّهُمَّ ا جْعَلْ لِى نُورً فِى قَلْبِى ، وَنُورًفِى قَبْرِى، وَنُورًابَيْنَ يَدَ ىَّ، وَنُورًا مِنْ خَلْفِى،وَنُرًاعَنْ يَمِينِى، وَنُورًاعَنْ شِمَالِى ، وَنُارًامِنْ فَوْ قِى ، وَنُورًامِنْ تَحْتِى ، وَنُورًافِى سَمْعِى ، وَنُورًافِى بَصَرِى ، وَنُو رًافِى شَعْرِى ، وَنُورًافِى بَثَرِى ، وَنُورًافِى لَحْمِى، وَنُورًافِى دَمِى ، وَنُورًافِى عِظَامِى ، اَللَّهُمَّ اَعْظِمْ لِى نُورًا ، وَجْعَلْنِى نُورًا اَللَّهُمَّ اجْعَلْ فِى قَلْبِى نُورًا ، وَفِى لِسَانِى نُورًا ، وَفِى بَصَرِى نُورًا ، وَفِى سَمْعِى نُورًا، وَعَنْيَمِينِى نُورًا ، وَعَنْ يَسَارِى نُورًا ، وَ مِنْ فَوْقِى نُورًا ، وَمِنْ تَحْتِى نُورًا ، وَمِنْ امَامِى نُورًا ، وَمِنْ خَلْفِى نُورًا ، وَاجْعَلْلِى فِى نَفْسِى نُورًا ، وَاَعْظِمْلِى نُورًا اللَّهُمَّ ارْحَمْوَتَحَنَّنْ عَلَى سَيِّدِى وَسَنَدِى وَمُعْتَمَدِى ، وَمَكَانِ الرُّوحِ مِنْ جَسَدِى ، وَزَخِيرَةِ يَوْمِى وَغَدِى
مَوْلاَنَامُحَمَّدْ جَلاَلِ الْحَقِّ وَالْمِلَّةِ وَالدِّينِ ، مَتَّعَنَا اللهُ بِسِرِّهِ الْمُبِينِ ، وَعَلَى اَبَاءِهِ وَاُمَّهَاتِهِ ، وَاجْدَادِهِ وَاَوْ لاَدِهِ وَخُلَفَاءِهِ ، وَفُقَرَا ءِهِ وَاَحِبَّاءِهِ اِلَى يَوْمِ الْحَشْرِ وَالْقَرَارِ . بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَلَمِينَ
OKUNUŞU
Allahümme salli ale seyyidine Muhammedin ve ale eli seyyidine Muhammed.Allahümme salli ale seyyidine ve nebiyyine ve habibine Muhammedin fil evveline ve salli ve sellim ale seyyidine ve nebiyyine ve habibine Muham-medin fil ehırine ve salli ve sellim ale seyyidine ve nebiy-yine ve habibine Muhammedin fi külli vektin vehınin.Ve salli ve selim ale seyyidine ve nebiyyine ve habibine Mu-hammedin fil meleil e’le ile yevmidini ve sellim.Salli ale seyyidine ve nebiyyine ve habibine Muhammedin hatte terisül erda ve ente hayrul verisin.Ve salli ve sellim ale seyyidine ve nebiyyine ve habibine Muhammedin ve ale cemi ıl enbiye i vel mürselin.Ve ale meleiketikel mükarra-bin.Ve ale ehli taatike ecmaın.Ve ale ibedillehissalihin. Min ehlissemeveti vel eradıne ve radıyallahü an eshabi rasulillehi ecmeıne Allhümme ente Rabbi le ilehe ille ente halekteni ve ene abdüke ve ene ale ahdike veva’dike meste ta’tü euzü bike min şerri me sena’tü ebü ü leke bi ni’meti
ke aleyye ve ebü ü bizenbi feğfirli zünübi feinne hü le yeğfiruzzünübe ille ente.Celle Rabbi ve kader azze Rabbi ve kaher.Vallahü ğafürun limen sabera vele zikrullahi ekber.Ni’mel hafizullahü ni’mel kadirullahü fe kaderne fe ni’mel kadirune Allahümme inni euzübike minel havri be’ del kevri.Allahümme inni euzübike min en üşrike bike şey-en ve ene e’lemü ve esteğfiruke lime le e’lemü inneke ente alle mül ğüyübi esteğfirullah el azim.Esteğfirullahe min külli zenbin eznebtühü amden evhataen ev sirran ev ale niyeten ve etübü ileyhi minezzenbillezi e’lemü minezzenbillezi le e’lemü.Le havle ve le kuvvete ille billehil aliyyil azım.Meşeallahü kene ve me lem yeşe’lem yekün e’lemü ennallahe ale külli şey-in kadirün ve ennallahe kad ehata bi külli şey-in ılmen.Fallahü hayrun hafizan ve hüve erhamürrahimine vel hamdülillehi Rabbil alemin.Allahümmec alli Nuran fi kalbi ve Nuran fi kabri ve Nuran beyne yedeyye ve Nuran min halfi ve Nuran an yemini ve Nuran an şimeli ve Nuran min fevkı ve Nuran min tehti ve Nuran fi sem-ı ve Nuran fi besari ve Nuran fi şe’ri ve Nuran fi besari ve Nuran fi lehmi ve Nuran fi demi ve Nuran fi ızami.Allahümme e’zimli Nuran vecalni Nuran Allahümmec al fi kalbi Nuran ve fi liseni Nuran ve fi besari Nuran ve fi sem-ı Nuran ve an yemini Nuran ve an yeseri Nuran ve min fevkı Nuran ve min tehti Nuran ve min ememi Nuran ve min halfi Nuran vecalli fi nefsi Nuran ve e’zımli Nuran Allahümmerham ve tehannen ale seyyidi ve senedi ve mü’temedi ve meke nirruhı min cesedi vezehıra-ti yevmi veğadi mevlene Muhammed celalil hakkı vel milleti veddini metteanellahü bi sırrihil mübini ve ale ebeihi ve ümmehetihi ve ecdedihi ve evledihi ve hulefeihi ve fükaraihi ve ehıbbeihi ile yevmil haşri vel karari birahmetike ye erhamerrahimine vel hamdü lillehi rabbil alemin.
FAZİLETİ:Bu terficiye duası manen Mübarek Mürşidim Fikriye YARAR’a bildirilmiş olup terficiye hatmi şerifin-den sonra okunması duaların kabulüne vesiledir.
SONUÇ
Bu küçük kitabı yazmamı nasip eden Allah-ü Teala’ya hamd olsun.Resulullah (sav) ve ehlibeytine salat-ü selam olsun.Hz. Pir Hasan Hüsameddin Uşşakî’den ve Sultanım Fikriye Yarar’dan Allah razı olsun.
Hazırlamış olduğumuz bu kitapçıkta konuların de-taylarına girme imkanımız yoktu.Fakat öğrenilmesi gere-ken konular paragraflar halinde sizlere sunulmuştur.
Kur’an-ı Kerim’de bahsi geçen ayetlerle birlikte birkaç Hadis-i Şerif yapmış olduğumuz ibadetlerin ne kadar faziletli olduğunu anlatmakta bize yeterli gelmiştir. Mürşidim Fikriye Yarar’ın daimi olarak okumuş olduğu dualardan birkaç tanesini ve yazmış olduğu kasideleri sizlere sunmak benim için onur verici bir olaydır.
Mürşidimin hocası Hacı Bekir Sıdkı Visalinin günümüze kadar gelen Hakikat ve Marifet Sırları kitabın-dan seçmiş olduğumuz kasideler bizlere yolumuzda ışık olmuştur.
Yazmış olduklarımız bugün ortaya çıkarıp ilan et-tiğimiz bilgiler değildir.Bu ilim asırlar önce insanlara su-nulmuştur.Bizim katkılarımız devede kulak misalidir.Etra-fındaki insanların kendisiyle alay etmelerinden korkup ibadet etmeyen,ibadeti bilmeyip de düşman olan ibadetin nurundan mahrum olan kardeşim gel ibadetin nurundan feyz ve bereketinden sen de faydalan.
Bizler ibadetimizi devam ettirip bizden sonraki nesle eksiltmeden aktarabilirsek gerçekten vazifemizi yapmış oluruz.
Bu kitabın hazırlanmasında yardımcı olanlardan Allah-ü Teala razı olsun,sevabına nail etsin,iki cihanda aziz eylesin.
Sadık Ahmed Özdeveci